Twain, Sontag, Bradbury, Hitchens, Didion ve daha fazlası. Harvard’ın üç ayda bir yayınladığı Nieman Reports dergisi bir sayısında, eleştiri konusu üzerine bazı yazarlar tarafından yazılmış notlar bulunduruyordu. Size bunlardan birkaç gözde örnek sunuyoruz. Susan Sontag, As Consciousness Is Harnessed to Flesh: Journals and Notebooks, 1964-1980 (Bilinç Tene Kuşanınca: Günlükler, 1964-1980) eserinden: Eleştiri okumak bir insanınyeni
İlkbaharda kışı hatırlamıyor olsaydık, bu kadar güzel olmazdı… Yaşamın klavyesinin yarısı eksik olurdu. Yaşamı, siyah tuşları olmayan bir piyanoda, bemol veya tizler olmadan çalardık. Kelimelere aktarılmış en güzel ve en canlı düşünce olarak Albert Camus şöyle demiştir; “Sonunda öğrendim ki kışın derinliklerinde, benim içimde mağlup edilemez bir yaz yatıyor“. Bu düşünce aynı zamanda; kışın sürekli
Ernst Gombrich’in yazdığı Sanatın Öyküsü on altıncı baskısını yapmış durumda. İlkel mağara resimlerinden günümüzün deneysel sanatına dek sanat mefhumuna giriş açısından rakipsiz bir eserdir bu kitap. Sanat dalında dünyanın en çok satan bu kitabı ilk kez 1950’de yayımlandı ve 24 dile çevrildi. Kariyerinin büyük bölümünü Londra’daki Warburg Enstitüsü’nde geçiren Gombrich yirmiden fazla kitap yazdı ve
Dileklerin hala gerçekleşebildiği zamanlar… Pek az öykü kalıcılık ve popülerlik bakımından Grimm Kardeşler’in derledikleri masalları geçebilmiştir. Jacob ve Wilhelm’in yirmili yaşlarında yazdıkları eserlerinin orijinal baskısındaki çizimler, iki yüzyıl boyunca Maurice Sendak’ın şaheser sayılabilecek Grimm yorumuna, David Hockney’in vinyetlerine, Neil Gaiman’ın hipnotize eden Hansel ve Gretel yorumu ve Shaun Tan’ın heykel yorumları gibi eserlere ilham kaynağı
Bizi yiyip bitiren ticari kültürümüz… çift taraflı bir güçsüzleşme ile sonuçlanır: okuyucudan çalınan karışıklık ve yazardan çalınan okuyucu. Annie Dillard, yazma üzerine “karanlıkta görmeye çalışıyoruz, sorularımızı havaya atıyoruz ve onlar da ağaçlara takılıyorlar” düşüncesini sunuyor. Post-modernist ikon Donald Barthelme (Nisan 7, 1931 – Temmuz 23, 1989) yalnızca yirminci yüzyılın, görünürde plansız sözsel-kolaj anlatımlarıyla bilinen, en
Marjinal var oluşumuzda; sürekli dinleme eğilimi gösterdiğimiz o büyük gariplikten, içimizdeki sesten başka ne vardır? Eğer şanslıysanız hayatınızda birkaç kez, yazılarında eve dönme hissi gibi bir his, manevi bir kucaklaşma hissettiğiniz bir yazara denk gelmişsinizdir. Bana göre, bu türden bir hissi yaratabilecek olan az miktarda yazar vardır – Virginia Woolf, Ursula K. Le Guin, Italo
Tomris Uyar’ın 1994 yılında katıldığı radyo programında nasıl çalıştığına ilişkin bir soruyu yanıtlıyor. Yazım sürecine ilişkin kısa sohbetin ses kaydı.
Yaşamımın bir niçini var, nasılına da tahammül gösterecek güce sahibim. Kutsal olan hakikat değil, kişinin kendi hakikati için çıktığı arayıştır! Kendi kendini sorgulamaktan daha kutsal bir şey olabilir mi? Kimilerine göre benim felsefi çalışmalarım kaygan bir zemine oturtulmuş: Görüşlerimde sürekli kaymalar oluyormuş. Ama kaya gibi sağlam bir sözüm var: Neysen o ol. Hakikat olmadan kişi
Tüm yaratıcı sanat büyülüdür, insanoğlunun eğitimi için, görülmezin inandırıcı, aydınlatıcı, tanıdık ve şaşırtıcı bir çağrışımıdır. 1905’te, Karanlığın Yüreği‘nin yayınından altı yıl sonra, Joseph Conrad (3 Aralık 1857- 3 Ağustos 1924) “Henry James: Bir Teşekkür” adlı, Conrad’ın tamamen harika bir koleksiyonu olan Hayat Üzerine Notlar ve Mektuplar’ına eklenen güzel bir makale yazmıştır. Edebiyat tarihindeki en hoş
Hiçbir erkek yazardan bir panelde oturup erkek bir yazarın özel problemlerinden bahsetmesi istenmez. Wikipedia’nın “Amerikalı kadın yazarlar” adı altında ayrı bir kategori açıp, kadın yazarları “Amerikan yazarlar” başlığından çıkarması ile gerçekleştirdiği cinsel ayrımcılık akıllara Margaret Atwood‘un 1998 antolojisi olan (cinsiyet soyutlanması gerçekleştiren) Women Writers at Work: The Paris Review Interviews (Kadın Yazarlar İş Başına: Paris