Ümid Gurbanov üzerinden, “Karanlığın Sol Eli”, “Yer Deniz Üçlemesi”, “Mülksüzler” ve birçok kült romanın yazarı olan Ursula K. Le Guin’in, 2014 yılında Portland Community College adlı üniversitede yaptığı söyleşiden “Mülksüzler” romanını yazma sürecini anlatışına dair bir çeviri.

Akgün Akova – Ve Ağzın Uçar

Dilerim Dubrovnik’te bir aşk ezgisi bir çellonun tellerinden yavaşça aşağıya kayar, ayaklarımızın ucundan geçer, kırgın sokakları aşar, rıhtımdaki tekneye biner; yeni boyanmış, hatta dokun bak, tam da kurumamış kızıl bir adaya gider ve ben seni öperim. Dilerim Buenos Aires’te, Astor Piazzola’nın ruhu bandoneonunu omzuna asar, penceresinde yağmur damlalarının kafede masamıza gelir; “Yaklaş bana kalbimi duyacaksın
“Ortak bir kimya ve ortak bir fizik evrenin içinden geçer.” Karmaşık şiiri “Daha Çok Sevilen Biri”nde W.H. Auden der ki: “Nasıl yanan yıldızlardan hoşlanabiliriz / Bir tutkuyla geri dönemediğimiz?” Bu çok uzun yıllardır cevabı aranan bir sorudur- tarafsız bir evrende hissetmenin insan kırılganlığımızla nasıl yaşayacağımız. Ancak tutkularımız, hissettiğimiz her şey ve olduğumuz her şeyle birlikte

Non Cogito, Ergo Sum

Bazen düşünmek kötü bir fikirdir. Ian Leslie, “düşünmeme üzerine” Dylan, Djokovic ve akademik çalışmalar hakkında yazdı. 2011 senesinin ABD açık turnuvası yarı finalinin beşinci setiydi. Tenis için dört müthiş saatin ardından Roger Federer‘in genç rakibi Novak Djokovic karşısında bir sayıya daha ihtiyacı vardı. Federer servise hazırlandığında kalabalık büyük bir beklentiyle çığlıklar attı. Diğer taraftaysa Djokovic

Söylendim durdum

Şöyle bakıyorum şehre de, yeşil yeşil bir şey geçiyor içimden. Su mu, çayırlık mı, orman mı? Değil. Yeşil bir şey, zehir yeşili bir şey. Birtakım yeşil renkli zehirlerle zehirlenmiş yeşil bir su. Köpek leşi gibi uyuyor şehir: Yok, öyle değil… Köpek leşi, kokusu yönünden iğrenç, yoksa ölmüş bir köpekte kırılmış bir çocuk oyuncağının hüznünden başka,
Bir ümit hissinin içimi doldurduğu zamanlar olur, sanki orada, zihnimin dış yüzeyinin altında, anlaşılmayı bekleyen şeyler varmış gibi. Hani bir isim tam dilinizin ucuna gelir de bir türlü söyleyemezsiniz, işte bu da o aynı kışkırtıcı his. İnsanları düşündüğümde hissederim bunu, bir yirmilik diş çekilirken insanın aklına geliveren evrime dair izlerde, artık o alıştığı şekilde posalı

Yazarların Odaları 41: J. G. Ballard

Benim odama Belçikalı ressam Paul Delvaux’un eseri The Violation hükmediyor. Orijinali 1940’da Blitz döneminde yok edilmişti, ve ben de tanıdığım bir sanatçı olan Brigid Marlin’den bir kopyasını yapmasını istedim. Bu tabloya ve gizemli, güzel kadınlarına bakmayı bırakamıyorum. Bazen içinde yaşıyor gibi hissediyor ve her sabah tazelenerek uyanıyorum. Bir erkeğin rüyası. Dört torunumun resimleri var. Üzerinde
LGBT topluluğunun temsili konusunda son on yılda çok yol katedildi, ama neredeyse hiç temsil edilmeyen -hayatta, medyada, ve kullanılan kısaltmada- bir grup var: aseksüeller. Filmlerde, televizyonda, edebiyatta veya çizgi romanlarda aseksüel olduğunu kabul eden karakterler nadirdir, ve olanlar da genelde esprilerde kullanılır. Ama bu, Jughead‘in gelecek sayısında değişmek üzere. Vulture, yakında çıkacak olan kitaptan, Jughead’in
Sputnik uydusunun yumuşak bip…bip…biip sesi 4 Ekim 1957 tarihinde Dünya’ya ulaştığında, Sovyetler Birliği kendi uzay programlarının ilk tartışmasız başarısını ilan etmişlerdi. Sovyetler Sputnik‘i gizlice fırlatmışlardı ve haberler Amerika Birleşik Devletleri’ne şaşırtıcı bir şekilde ulaşmıştı. Sovyetlerin ilkelerine göre başarısız olduğu takdirde bir roketin fırlatılması olayı gizli kalmalıydı çünkü onun halka açık bir şekilde gerçekleştirilmesi yalnızca propagandaya
I. Altı yüz altmış altı güneş, ben lambayı söndürünce, gözlerimin uçurumuna indi. Alp dağlarının çukuru gibi, yılın kısa gününün yıldırımlar saçan ışığı. Alışkanlıklarıma engel oluyordu aydınlık, genel yaşamın utandırıcı koşullarında edinilmiş sıkılganlığı incitiyordu. Kara kristal perde çatlamıştı. Altı yüz altmış altı güneşin korkunç mu korkunç büyüteci altındaydım ve çamurlarla, kabuklarla, küllerle, birbirine dolanmış kıllarla, el