İnternetin yeni ikonlarından Krampus, Avrupa’nın pagan dönemlerinden kalma yeni yıl temalı kültürel karakterlerinden biridir. İçinde bulunduğumuz tüketim çağında AVM’ler birçok kültürün yeni yıl adetlerini harmanlayarak bu kültürel ögeleri ticari meta haline getirmektedir. Haliyle insanların boynuzlarıyla ve pek de güleç olmayan mizacıyla yeni yılbaşı maskotu olarak Krumper’e ilgi göstermeleri şaşırtıcı olmuyor. Hikâye kitaplarının aktardığına göre Krampus,
Bir tek yolculuk mümkün yalnızca; kendi iç dünyamıza yaptığımız yolculuk. Gezegenin yüzeyinde gezinerek pek fazla şey öğrenemiyoruz. Ìnsanın geri dönmek için yola çıktığına inanmıyorum. Ìnsan asla başlangıç noktasına geri dönemez, çünkü o orada kendi de değişir. Ve tabii kendinizden, olduğunuz kişiden, kendinizde taşıdığınızdan kaçamazsınız. Kabuğunun içindeki kaplumbağa gibi, biz de kendi ruhlarımızın evini taşıyoruz. Dünya

Jiddu Krishnamurti —Anlamak Değişimdir

Dünyanın bugünkü haline bakınca, bunca sefalet, çatışma, yıkıcı zulüm, saldırganlık vb… İnsanoğlu hâlâ eskiden beri bildiğimiz gibi, hâlâ barbar, hâlâ şiddet tutkunu, saldırgan, açgözlü, rekabetçi… ve inşa ettiği toplum da bu değerler üzerine kurulu. Bu denli hastalıklı bir topluma iyi entegre olmak, sağlıklı olmanın bir ölçüsü olamaz.
Meraklı küçük bir çocuk, nasıl dünyanın en iyi “iyileştiricisi” haline geldi. İnsanlığın “insan bedenini anlamaya yönelik” binlerce yıllık arayışı, tıp tarihinin dönüm noktaları arasına girmiştir ancak çok az kişi Farslı bilge İbn-i Sina (d.980-ö.1037) kadar övgüyü hak eder. İbn-i Sina, kültürümüzün yayılmakta olan hikayesinin en önemli düşünürlerindendir. Bilinen 450 eseri vardır. Bunlar, fizik, felsefe, astronomi,
Artık yalnızca orji ve özgürleşme simülasyonu yapmak, hızlanarak aynı yönde gidiyormuş gibi görünmek geliyor elimizden; oysa gerçekte boşlukta hızlanıyoruz, çünkü özgürleşmenin tüm hedeflerini çoktan ardımızda bıraktık. Syf10 (orji: her alandaki özgürlüğün patladığı an. Simülasyon: Gerçekten fiili olarak var olmayan bir şeyi, bir durumu bütün bileşenleriyle birlikte gerçekmiş ve fiilen varmış gibi gösterme durumu anlamına gelir.)
Yalnızlık Mevsim Olur Tragedyalar’da mısra işlevini yitirmiştir. Gittikçe solan humor, büsbütün silikleşir; aşkın sözü edilmez; içkonuşmalarla desteklenen anlatım yerini kesik, yalın ve tekdüze bir monologa bırakır. Yalnızlık mevsim olur. Eliot’un deyimiyle, “sanki büyülü bir fener sinirleri desenlerle perdeye yansıtmıştır”. Eşyanın canlı profili öylece kalakalır; her şeyin soluk bir biçimi söz konusudur artık. Cansever, “Ellerini arar
Tomris Uyar’ın 1994 yılında katıldığı radyo programında nasıl çalıştığına ilişkin bir soruyu yanıtlıyor. Yazım sürecine ilişkin kısa sohbetin ses kaydı.
Yaşamımın bir niçini var, nasılına da tahammül gösterecek güce sahibim. Kutsal olan hakikat değil, kişinin kendi hakikati için çıktığı arayıştır! Kendi kendini sorgulamaktan daha kutsal bir şey olabilir mi? Kimilerine göre benim felsefi çalışmalarım kaygan bir zemine oturtulmuş: Görüşlerimde sürekli kaymalar oluyormuş. Ama kaya gibi sağlam bir sözüm var: Neysen o ol. Hakikat olmadan kişi
Bu dünyada neden bir şeyler yapmamız gerektiğini, neden dostluklar kurmak, arzular, umutlar ve hayaller sahibi olmak zorunda kaldığımızı anlamıyorum. Hiçbir karmaşanın ve hengâmenin olmadığı dünyanın uzak bir köşesine çekilmek daha iyi olmaz mıydı? Böylece medeniyetten ve ihtiraslardan elimizi eteğimizi çekebilirdik; her şeyi yitirir ve hiçbir şey kazanmamış olurduk. Zaten bu dünyadan kazanılacak ne var ki?
Bu akşam birimizin aklına esse de, başına bir miğfer oturtup, sırtına bir zırh geçirip, elinde mızrakla kentte dolaşmaya çıksa, büyük bir olasılıkla geceyi geçireceği yer tımarhane ya da karakol olur. Neden? Geleneğimiz, göreneğimiz öyle değildir de ondan. Buna karşılık, aynı şeyi bir karnaval günü yaparsa en güzel kıyafet ödülünü kazanması işten bile değildir. Neden? Çünkü