“Yaratıcı bireyler genel olarak yalnızca bir cinsiyetin etkinliklerinden değil; diğer cinsiyetin etkinliklerinden de faydalanma eğilimi gösterirler” Yaratıcılıkla ilgili olarak onun dört aşaması, ideal yaratıcılık düzeninin bilişsel bilimi, hafızanın rolü, akıl hastalıkları ile yaratıcılığın ilişkisi üzerine muazzam bir araştırma yapılmış olsa da, çok az araştırmacı doğuştan gelen ve ancak çok az insanın kurtulabildiği bir parça olan
“Benbilirimciliğin, hoşgörünün düşmanı; diğerlerinin içsel çatışmalarını yargılamanın, insanlığın yüzkarası olduğunu alçakgönüllülükle hatırlatırım” İkinci dünya savaşının yıkıcı şafağından kısa bir süre sonra, 28 Mart 1941’de Virginia Woolf paltosunun ceplerini taşlarla doldurarak evinin hemen arkasında bulunan Ouse nehrine doğru kendini bıraktı, bir daha görünmemek üzere.  Gençlik yıllarında zor bela kaçmayı başardığı depresyonun şiddetli bir şekilde nüksederek en
“Aşkın beklentilerinizle hiçbir ilgisi yoktur; aşk yalnızca sizin neyi vermeye hazır olduğunuzla ilgilidir, bu ise her şey anlamına gelir” Sanattan daha sınırsız, bilimden daha kesin, felsefenin kendisinden daha felsefi aşk fenomeni hakkında birkaç yüzyıllık edebiyat tarihinde kendine yer bulmuş unutulmaz ve zamanın ötesi kavrayışları sizin için derledik. Aşk konusunda bazı yönlerden radikalleşen, yine de sağlıklı
Şubat Ayı Siyahi Tarih Ayı’dır ve bunu kutlamak için Afrikan Amerikalıların tarihi ve mirasını onurlandıran favori kitaplarımızdan beş tanesini sizinle paylaşıyoruz: Wilma Unlimited:Wilma Rudolph Dünyanın en hızlı kadını olmayı nasıl başardıYazar: Kathleen Krull Wilma Rudolph daha beş yaşına varmadan, polio hastalığı sebebiyle sol bacağı felç oldu. Herkes onun tekrar yürüyemeyeceğini söylüyordu fakat Wilma buna inanmayı
Quinn Müzayede Galerisi, Martin Luther King Jr. suikastından sonra Başkan Lyndon B. Johnson tarafından Coretta Scott King’e yazılmış imzalı taziye mektubunu teklife sunuyor. İnsan Hakları Mücadelesi tarihinde devasa bir öneme sahip olan bu mektup 5 Nisan 1988 tarihli, yani Martin Luther King Jr. ‘ın Memphis’te öldürülüşünden tam bir gün sonrasına tekabül ediyor. Sevgili Bayan King

Feminizmin Elli Tonu

Kabul ediyorum. Grinin elli tonu serisinin üç kitabını da okudum. Bunu kabul etme sebebim bunca zaman cinsel arzularımdan utanıyor oluşum ya da bu kitapların anlatımının başarısızlığı hakkında iç dökme gerekliliğim değil. (Anlatım aşırı derecede zayıf ve yetersiz.  “nefesin kesilmesi” ibaresinin üçüncü kitapta kaç kez kullanıldığını tespit etmek için e-kitap okutucu cihazımı kullandım ve cihaz bu
Jacques Ranciere’in 2003  senesinde yayınlanmış olan kitabı “Le destin des images”, “Görüntülerin Yazgısı”  başlığıyla Türkçe’de yer almakta. Kitabın Türkçe çevirisinde aynı zamanda Ranciere’in 2000 senesinde yayınladığı “Le partage du sensible” (Duyulurun Paylaşımı) adlı makalesinin çevirisi de mevcut. Ranciere’in bu kitabı yazarın farklı zamanlarda yazılmış çeşitli makalelerinden oluşmakta. Ranciere, günümüz dünyasında görüntüler ve görsellerin işlevini sorgulayacak
Bazı insanların mutluluğu herkese bulaşır, acısıysa sadece kendine… Kanat Güner herkesin baktığı açıdan değişik kelimeler çağrıştırıyordu. Kadındı, özgürdü, cesurdu, yazardı, “canki”ydi… Kim nasıl isterse öyle görmek istedi onu. O ise kanatlarını yüksek açıp, bu hayatın üzerinde alçaktan uçup gitti… Ardında kitaplarını, tutkularını, yaşanmışlıklarını ve hep hatırlanacak yazılarını bıraktı… Hayat bazı cümleleri havada asılı bırakır. Bazı
İngiliz filozof, matematikçi, tarihçi ve eleştirmen Bertrand Russell’dan öğrenme ve öğretme üzerine on “liberal” emir. “Belki de liberal dışavurumun özü on yeni emirle özetlenebilir, elbette eskisinin yerini alması adına değil, yalnızca desteklemek adına. Bir öğretmen olarak, bu on yeni emri kamuyonun dikkatine sunuyorum:   01 –Hiçbir şeyden tam olarak emin olmayın. 02 –Kanıtları gizlemenin size
İlhan Berk, Yazko (Yazarlar Kooperatifi) Edebiyat Dergisi’nin Mayıs 1982’de yayımlanan 19. sayısında Ece Ayhan’la bir söyleşi gerçekleştirmiş. “Lanetlenmiş Bir Şaire Sorular” başlıklı bu söyleşi Ece Ayhan’ın YKY’den çıkan “Dipyazılar” (Ocak 1996) adlı derlemesinde farklı bir biçemde yayımlanmış. Dipyazılar’ın editörü Ceyda Akaş -bilerek ya da bilmeyerek- söyleşinin Yazko’daki biçeminden ve İlhan Berk’in söyleşi için yazdığı ön-yazıdan