I. Altı yüz altmış altı güneş, ben lambayı söndürünce, gözlerimin uçurumuna indi. Alp dağlarının çukuru gibi, yılın kısa gününün yıldırımlar saçan ışığı. Alışkanlıklarıma engel oluyordu aydınlık, genel yaşamın utandırıcı koşullarında edinilmiş sıkılganlığı incitiyordu. Kara kristal perde çatlamıştı. Altı yüz altmış altı güneşin korkunç mu korkunç büyüteci altındaydım ve çamurlarla, kabuklarla, küllerle, birbirine dolanmış kıllarla, el