Bir bulutun gölgesi ve bir düşüncenin şarkısı hakkında sohbet edebileceğim tek insan sensin…” Vladimir Nabokov bir edebiyat bilgesi, Rusya’nın Amerika’ya göç eden en seçkin edebiyatçısı ve güçlü, saygıdeğer fikirlerin adamı haline gelmeden çok önce hayatındaki en önemli olay gerçekleşmişti: 24 yaşındaki Vladimir, 21 yaşındaki Véra ile tanışmıştı. Véra, Nabokov’un yaşamının kalan elli yılı boyunca yalnızca
İki insan arasında ya da bir grup insan içerisinde var olan olasılıklar bir çeşit simyadır. Yaşamdaki en ilginç şey budur. Yalan söyleyen kişi, bu olasılıkların izini kaybeden kişidir.​ Psikologlar bir yalancıyı saptamanın dört güvenilir yolunu tanımlamadan çok önce, Sam Harris yalan söyleme eylemini “hem anlama konusunda bir başarısızlık hem de anlaşılmak hususunda isteksizlik” olarak tanımlamadan
“Sanatçılık tamamen insanlarla ve psikolojimizle alakalıdır: Kim olduğumuz, nasıl davrandığımız, kendi ellerimizle neler yaptığımız. Yazı, bir anı yazısı olduğu zaman rahatsız edecek kadar kişisel bir hal alır, fakat kişisel hala kişiseldir.” Polonyalı ve Nobel ödüllü bir şair olan Wislawa Szymborska bir düz yazısında şöyle demişti; “Ah, dar görüşlülük etmeyelim; anıların içerisinde samimiyet aramak çok da
“Sanat herhangi bir şey değildir – bir vasıtadır.” Günümüzün meşhur filozofları tarafından yapılan felsefe tanımları ve tarihin en büyük zihinleri tarafından yapılan bilim tanımlarından sonra; insanlığın daha belli belirsiz bir alanına dönebiliriz. Size antik çağlardan günümüze meşhur sanat tanımlarından birkaçını sunuyoruz. Henry James; The Middle Years adlı kısa hikâyesinden: Karanlıkta çalışıyoruz – yapabildiğimiz şeyleri yapıyoruz
Sputnik uydusunun yumuşak bip…bip…biip sesi 4 Ekim 1957 tarihinde Dünya’ya ulaştığında, Sovyetler Birliği kendi uzay programlarının ilk tartışmasız başarısını ilan etmişlerdi. Sovyetler Sputnik‘i gizlice fırlatmışlardı ve haberler Amerika Birleşik Devletleri’ne şaşırtıcı bir şekilde ulaşmıştı. Sovyetlerin ilkelerine göre başarısız olduğu takdirde bir roketin fırlatılması olayı gizli kalmalıydı çünkü onun halka açık bir şekilde gerçekleştirilmesi yalnızca propagandaya
I. Altı yüz altmış altı güneş, ben lambayı söndürünce, gözlerimin uçurumuna indi. Alp dağlarının çukuru gibi, yılın kısa gününün yıldırımlar saçan ışığı. Alışkanlıklarıma engel oluyordu aydınlık, genel yaşamın utandırıcı koşullarında edinilmiş sıkılganlığı incitiyordu. Kara kristal perde çatlamıştı. Altı yüz altmış altı güneşin korkunç mu korkunç büyüteci altındaydım ve çamurlarla, kabuklarla, küllerle, birbirine dolanmış kıllarla, el
O iyi bir arkadaş. Onu kolaylıkla hayal kırıklığına uğratabiliriz fakat hadi onu sepetleyelim.” Dr. Seuss, F. Scott Fitzgerald ve Wendy MacNaughton gibi birçok meşhur yaratıcı gibi – Sherwood Anderson da geçinebilmek için ilk olarak reklamcılık alanında işe başlamıştı. Önce reklamcılık avukatı olarak ve daha sonra da reklam satış elemanı ve çiftçilik ürünleri için metin yazarı

± mais menos ±

±Mais Menos±, 2005 yılında başlayan ve Portekizli görsel sanatçı Miguel Januario’nun (b.1981) yarattığı bir sanat projesidir. Eserler, Roma’da bulunan Wunderkammern galerisinde sergilendi. Januario’nun bu çalışması, modern toplumlar üzerine eleştirel bir yansıma sunan ve karşıtlarında kavramsal olarak azalmış bir gerçekliğin klinik bir incelemesini gerçekleştiren mevcut sosyal, politik ve ekonomik duruma odaklanıyor: daha fazla / daha az,

Birey nedir?

Yeniden düzenlenmiş kültürün ve felsefenin, sentetik biyoloji çağında bireylik ile ilgisi. Sosyolog Christian Smith’in What Is a Person?: Rethinking Humanity, Social Life and the Moral Good from the Person Up (Birey Nedir?: İnsanlığı, Sosyal Hayatı ve Ahlaki İyiliği Yeniden Düşünmek) adlı eserinde incelediği şey tam da bu – büyük varoluş sorunsalı üzerine, bizim benliklerimizi ve
“Doğanın en büyük sırlarının hepsi kendi benliklerimizde mi şifrelidir?” Deliliğin meşhur tanımlarından birisi, daha önce gerçekleştirilmiş fakat hayal kırıklığına uğratmış olan bir davranışı tekrar tekrar gerçekleştirmek ve her seferinde farklı bir sonuç beklemektir. Freud bu kavram üzerinden “tekrarlama dürtüsü” fikrini icat etmiştir. Fakat ben Freud sonrası iyimser birisi olarak şuna inanıyorum; tehlikeli davranışlarımızı kör bir