Garipliklere gülmek için ve hayatlarımızı, ölümün bizi almaktan ürpereceği kadar güzel yaşamak için buradayız. Hayatın anlamını kavrama macerası, varoluşun doğuşundan beri insanlığı sık sık ziyaret eden bir şey olmuştur. Modern tarihin kendisi bizlere, teşebbüs edilmiş olan cevaplar bolluğu sağlamıştır ve bu teşebbüslerin içerisinde Steve Jobs, Stanley Kubrick, David Foster Wallace, Anais Nin, Ray Bradbury ve

Savaşı öldürmek için buradayız

Garipliklere gülmek için ve hayatlarımızı, ölüm’ün bizi almaktan ürpereceği kadar güzel yaşamak için buradayız. Hayatın anlamını kavrama macerası, varoluşun doğuşundan beri insanlığı sık sık ziyaret eden bir şey olmuştur. Modern tarihin kendisi bizlere, teşebbüs edilmiş olan cevaplar bolluğu sağlamıştır ve bu teşebbüslerin içerisinde Steve Jobs, Stanley Kubrick, David Foster Wallace, Anais Nin, Ray Bradbury ve
Sebebi yok.Buradayız.Hayat, mantığın ötesindedir. Sinirli bir genç kadın dünyanın en zeki adamına neden hayatta olduğumuzu sorduğunda, Einstein bu soruya beş satırlık keskin bir cevap ile karşılık vermişti. İçerisinde hayatın anlamına dair bir merak bulunduran bu soru, yıllar boyunca diğer büyük zekâlar tarafından da cevaplanmıştır: David Foster Wallace‘a göre bu tamamen bilinçli bir şekilde yaşamak demektir;
Sebebi yok.Buradayız.Hayat, mantığın ötesindedir. Sinirli bir genç kadın dünyanın en zeki adamına neden hayatta olduğumuzu sorduğunda, Einstein bu soruya beş satırlık keskin bir cevap ile karşılık vermişti. İçerisinde hayatın anlamına dair bir merak bulunduran bu soru, yıllar boyunca diğer büyük zekâlar tarafından da cevaplanmıştır: David Foster Wallace‘a göre bu tamamen bilinçli bir şekilde yaşamak demektir;

Anaïs Nin: Seyahat ve Şimdi Sanatı

Eğer ki boş zaman kültürün temel öğesi ise, boş zamanın getirilerini ürüne nasıl çevirebiliriz? Anaïs Nin‘in Günlüğü‘nde Fransız-Kübalı yazar Anaïs Nin -aşk ve yaşam; sıradışı kültürel öngörülerin kadını ve tüm zamanların en istikrarlı günlük yazarlarından biri- tam olarak bu konuyu ele alıyor. 1947 kışında New York’ta süren koşuşturmacalardan ve hayattan bitkin düşmüş olan Anaïs Nin,
Derinden yaşanan deneyimler, başkalarının deneyimleriyle büyük ölçekli bağlar kurmaya yönlendirir bizi. “Hepimiz tek bir soruyuz” diye yazar Mary Ruefle görkemli denemesinde “ve buna verilecek en iyi yanıt sevgi – şeylerin arasındaki bağlantı – gibi görünüyor.” Buna karşın, sıklıkla unutuyor ve diğerlerinden kopuk yaşıyoruz. Parker Palmer’ın bütünlüğün tarifsiz sanatı üzerine yazdıklarından onlarca sene önce, modernitenin en
“Yazmak istiyorsanız, sizden başka kimse tarafından okunmayacak ve yayınlanmayacak dürüst bir günce tutmalısınız.” diye nasihatte bulunuyordu Madeleine L’Engle Yazar Adaylarına Tavsiyeler’de. W.H. Auden ise güncesini “tembelliği ve gözlem yeteneği yoksunluğunu disipline etme aracı” olarak tanımlamıştı. İnanıyorum ki, günce tutmak bize kendimizle bir arada olmayı, kendi deneyimlerimize şahit olmayı ve içsel dünyamızı tam anlamıyla kucaklayabilmeyi öğretir.