Hiçbir şeyim yok, bu da benimdir diyebileyim. Sevdiklerim ya uzakta, ya ölmüş, hiçbir ses bana artık onlardan haber getirmiyor. Yeryüzünde görecek işim kalmadı. Görevime vargücümle sarılmıştım; ben, o yüzden yıkıldım, ama dünya, bu yüzden hemen hiçbir şey kazanmadı. Şimdi adsız ve yapayalnız geri dönüyor, alabildiğine uzanan yurdumda ölüler ülkesini dolaşırmış gibi geziyorum. Biz Yunanlıları, ormanın
Kimse kendi derisinden dışarı çıkamaz. Ama kolayca bir yenisine girebilir, tüm bu tanzim ve tertip, giyim kuşam bunun içindir. Yeni ütülenmiş gömlek sabahleyin taze gün gibi uzanıyordur, yeni bir palto tahliye edilmiş mevkufun tüm geçmişini örter. Elbisesini seçebilmesi insanı hayvandan ayırır; ziynet ise elbiseden bile eskidir, bugüne dek, kendi temayüz ettiriciliğini elbiseye de aktarmıştır. Hele
Paris, 17 Şubat 1903 Çok Sayın Bay, Mektubunuz birkaç gün önce elime geçti ancak. Bana karşı beslediğiniz büyük ve sevindirici güven için teşekkür etmek isterim. Bundan fazla yapabileceğim pek bir şey yok sizin için. Dizelerinizin niteliğini enine boyuna ele almam olanaksız; çünkü bunları şu ya da bu biçimde eleştirmek gibi bir düşünce aklımın ucundan geçmez.

Proust’tan Arta Kalanlar

Aşağıdaki metin, Rebecca Comay’in October dergisinin 144. sayısında yer alan “Proust’s Remain’s” [1] başlıklı makalesidir. e-skop, Zeynep Baransel’in çevirisiyle bu makaleyi 4 ayrı bölümde yayınlamıştı. İlgililer, bir önceki kaynağa şuradan erişebilir. Proust, hafızasının çok zayıf olduğunu iddia eder ve her şeyi kayıt altında tutar. Mektupları (en az birkaç bin tane vardır) bedensel işlevlerinin detaylı dökümleriyle
1. Şuradan başlamak istiyorum: Yaygın bir anlayış ve o yaygın anlayışın da dile yansıyan bir betimlemesi var, “0 kötüdür!” veya “kötü insan, iyi insan” gibi. Bu ifadeler kötülüğün, kötü olarak nitelenen kişinin özüne ait olduğunu dile getiriyor. Kötülük denilen şey özsel midir? Oysa yaygın olarak hiç kimse kendini kötü olarak algılamaz, tanımlamaz. Kötülüğü ötekine ait
Gitmek, kaçıp kurtulmak, bir çizgi çizmektir. Lawrence’a göre, edebiyatın en üstün nesnesi: «gitmek, gitmek, kaçıp kurtulmak… ufuğu geçmek, başka bir hayata girmek..» İşte Melville pasifiğin ortasında kendini böyle bulur. O gerçekten ufuğun çizgisini geçti. Kaçış çizgisi yersizyurdsuzlaşmaktır. Fransızlar bunun tam olarak ne olduğunu bilmezler. Tabii ki onlar da herkes gibi kaçar giderler, ama yalnızca kaçıp
Mektubuna teşekkür ederim, diye yazıyordu Naoko. Ailesi mektubu “bulunduğu” yere hemen göndermişti. Mektup almak onu üzmemiş, hatta, doğruyu söylemek gerekirse, çok mutlu etmişti. Ayrıca, tam da bana yazmanın artık zamanı geldiğini düşünüyormuş zaten, öyle diyordu. O zaman mektubu elimden bırakıp odamın penceresini açtım, ceketimi çıkarttım, yatağıma oturdum. Yakındaki bir güvercinlikten, güvercinlerin kuğurmaları bana kadar geliyordu.
Böylesi bir duyguyu şimdiye dek hiç algılamamıştım. Ne benim, ne de çevremin yaradılışıyla bağdaşmazdı. Ama gökyüzüne açık bir hücreyi anımsatan bu balkonda otururken, Storkwinkel’de çıplaklıklarından sıyrılmaya çalışan ağaçların tepelerine baktığımda, Berlin sokaklarının, Pazar günlerinin bırakılmışlığında esen rüzgâr tenime değdiğinde, birden yeni bir duygu oluştu. Kalkıyorum. Diğer evlere, diğer balkonlara bakıyorum. Tüm balkonlar, insanların birbirini göremeyeceği

Adonis: New york’a Mezar

Adonis, 1986 yılında Paris’te tanıştığımız zaman Arap dünyasının ve Arap dilinin yaşayan en büyük şairiydi. Şimdi, 2012 yılında, dünyanın yaşayan en büyük şairidir! Benim de içinde yer aldığım bu tarih parseli içinde ve döneminde hiçbir şair onun kadar üç boyutlu yazınsal devrim yapamadı. Almanlardan Goethe Ödülü’nü aldığı, İsveçlilerin Nobel Ödülü’nü alamadığı 2011 yılında dünyanın yaşayan
Otuz beş yıldır atık kâğıt presliyorum, bütün bu zaman boyunca mahzenime öyle çok güzel kitap boşaltıldı ki üç ambarım olsaydı üçü de dolardı. İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda, bir gün presime bir sepet dolusu kitap boşaltıldı; ilk şoku atlatınca o biblo gibi kitaplardan birini açtım, Prusya kraliyet kütüphanesinin damgasını taşıyordu. Ertesi gün baştan aşağı deri ciltli