Ece Ayhan, Ölüm Arkasından Konuşmak
20 Ekim 2020, Salı
Bilirsiniz ya da bilmezsiniz, öz çocuklarını boğduğu için herhalde, görkemli olduğu söylenen geçmiş, hele bir imparatorluksa, içinde taşıdığı hüsnü kuruntuyu, gerçekte sevmekten, güzel uzunken kırpılmış kısa kirpikli sanata büründürerek, bir tarikat anlaşmazlığından Nusaybin’e, bir tahttan indirilerek Selanik’e, bir eprimekten İskenderiye’ye sürgünlere gönderilmiş, kafası ipek kılıçla kesilmiş, tuğraları alçılarla örtülmüş, çocuk paşaların ilk kaymaktabağı Kanunu esasileri
- Published in Diğer şeyler, Edebiyat
No Comments
Ece Ayhan, Sardunya ve Çocuk
20 Ekim 2020, Salı
İçerlerdeki, o utanç mağaralarına, çarılçamur — sekerekten yine de, bir çocuk sığınıyor. Selanik bohçası, hasır şapka, yağmur kuşu. Mahkûmiyetinde ve sağ yanağında bir el kadardır kara gül lekesi. Sardunya bahçelerine bitişik halasının — uzunluğuna. Güz düşlerinde herhal, ölümün ve arkadaşının mızıkasıyla, eski deniz, deniz sokaklı adalara giden bir çocuk. Rüzgâr, sürükleyip duruyor dışarlarda; küf gözlü,
- Published in Diğer şeyler, Edebiyat
Tezer Özlü: Yaşamın Ucuna Yolculuk (20-22)
13 Ekim 2020, Salı
Öykü ve şiir yaratmak için doğmuş olanlar, aşık olmakla yetinemezler, çünkü aşkın sanatsal bir yapıtı oluşturacak entelektüel örgüsü yoktur. Her anı ölüdür. Şimdi sen de bir anısın. Sen de ölüsün. Her zaman benimle birlikte olan, birlikte taşıdığım, yaşadığım sözcüklerime dönmem gerek. Sözcüklerim olmadan o gökyüzüne nasıl dayanabilirdim. O caddeye, o geceye, gecelere, uykuyla uyanıklık arasında
- Published in Edebiyat
Tezer Özlü: Yaşamın Ucuna Yolculuk (14-16)
08 Ekim 2020, Perşembe
“Acımın derinliğinde, benim için artakalan hiçbir şey yok.Yalnızlığımı algılamanın gururu bile.” O zamanlar gençtim. Gençlik denen olguya inanıyordum. Mutlu ve mutsuzdum. Gezdiğim, dolaştığım tüm kentlerde onu taşıdım sokaklarda, alanlarda, kahvelerde, yapıların içinde, merdivenlerde, gölgelerde ve yağmurda ve rüzgarda ve parlak güneş ışığında ya da soğuk güneş altında. Onu taşıdım ve gözetledim. Onu kahvelerde, masalara oturttum.
- Published in Edebiyat
Kurtar Halkımı Musa: William Faulkner
24 Ağustos 2020, Pazartesi
Burada, yeryüzünde olup biten her şeyi bir düşün. Düşün ki yaşamak, hayattan tat almak için kaynayan güçlü kanı sonunda toprak emiyor. Elbette aynı zamanda keder ve acı da var, ama gene de, her şeye karşın, hayat yaşayana bir şeyler, pek çok şey veriyor, çünkü sonuçta acı çekmek olduğuna inandığın bir şeye katlanmak zorunda değilsin, her
- Published in Diğer şeyler, Edebiyat
Samuel Beckett: Proust (10, 11, 12)
17 Temmuz 2020, Cuma
Yitik Zaman’ın en ünlü epizodu: Marcel bir gün çayına kurabiye batırır ve ıslanmış kurabiyenin kokusu bütün bir yitik zamanın anımsanmasını, geri alınmasını sağlar, istençdışı belleğin Proust’udur bu, Bergson felsefesinin edebiyattaki uzantısı sayılan Proust. Doluluğun, varlığın, huzursuz da olsa huzurun, sürekliliğin Proust’u: Kendisi ne derse desin, aslında “yekpare, geniş bir ânın parçalanmaz akışında” yüzmekte olduğuna ikna
- Published in Diğer şeyler, Edebiyat
Schopenhauer; Müziğin Gücü Üzerine
01 Temmuz 2020, Çarşamba
İstemenin nesneleşmesi idealardır. Müziğin etkisinin öteki sanatlardan daha güçlü olmasının, onun insanın içine işlemesinin nedeni budur. Çünkü onlar olsa olsa gölgeden söz eder, oysa müzik özü söyler. Susan Sontag’ın “Müzik sanatların en güzeli, en canlısı ve en hassasıdır” söyleminden yüzyıl önce, Friedrich Nietzsche bunu daha açık bir şekilde dile getiriyordu: “Müziksiz hayat bir hata olur.”
Apaçık Yüreğim, Charles Baudelaire
20 Haziran 2020, Cumartesi
İnsan, demek istediğim herkes, öyle doğalcasına baştan çıkmış ki, evrensel onursuzluktan üzülmez de ussal bir düzenin yerleşmesinden üzülür. Dünya son bulacak. Süredurmasının tek nedeni, var olduğundandır. Öyle çürük bir neden ki bu, tersini bildiren nedenler yanında lâfı bile edilemez. Özellikle de şunun: Bundan böyle dünyanın gök altında ne işi var? Ayrıca, varlığını nesnel olarak sürdürdü
- Published in Diğer şeyler, Edebiyat
Bir Ağaç Karşısında, Ahmet Haşim
16 Haziran 2020, Salı
Soğuk bir kış günü, karanfil almak için çiçekçi dükkanına girdim. Tatlı bir yaz hararetiyle ısıttırılan bu yerin havası, nebati usarelerin hafif, sert ve yeşil tebahhuratıyla meşbuydu. İstediğim çiçeklerin destelenmesine kadar, bana gösterilen sandalyede oturdum. Mesut bir insan hayalhanesi gibi, iklim, mevsim, yer ve zaman haricinde, meyil bir hevesin arzu edebileceği her türlü renkte otlar, yapraklar
- Published in Diğer şeyler, Edebiyat
Tezer Özlü: “Burası bizim yurdumuz değil ki, burası bizi öldürmek isteyenlerin yurdu!”
03 Haziran 2020, Çarşamba
1 Mayıs 1977. Kendimi bildim bileli örgütlerimin katıldığı bütün özgürlükçü eylemlere katılırım. O gün de “Türkiye Yazarlar Sendikası” saflarındayım. Görkemli bir işçi bayramı kutlaması sona ermek üzere. Sıra Kemal Türkler’in konuşmasına gelmiş. Güler Yücel’le saflarımızı bırakıp Cafe Bulvar’a giriyoruz. Orada başka arkadaşlar da var. Anımsadığım kadarıyla, Mustafa Kemal ve Tektaş Ağaoğlu, Kıvanç Ertop, Ela Güntekin,
- Published in Diğer şeyler, Edebiyat