Geçen 200 senede, Amerika’dan ve Afrika Diasporasından tanınmış çok sayıda siyahi besteci, Batı klasik gelenekleri tarafından fark edilmek uğruna büyük savaşlar verdi. Bunun en erken örneği Chevalier de Saint-Georges (1745-1799). Guadölup‘da doğan ve çiftlik sahibi zengin bir babayla köle bir annenin erkek çocuğu olan Saint-Georges, genç yaşta Fransa’ya getirildi. Başarılı bir çiftçi, Marie Antoinette‘nin keman
“İnsanın mutsuzluk dışında kendini adadığı yalnızca bir iki şey vardır” diye yazıyordu filozof Alain de Botton “Proust Yaşamınızı Nasıl Değiştirebilir” adlı kitabının girişinde. Botton, ruhsal kuşağımızın rutinliğinin başlıca suçluları arasında “alışkanlığın sağırlaştırıcı etkilerinin” olduğunu tartışıyordu. Bundan yaklaşık bir asır önce de Kierkegaard, mutsuzluğun ana kaynağı olarak bunu gösteriyordu. Gerçekten de, alışkanlıklar her ne kadar günlük
1960 yılında Sylvia Plath, BBC’nin çok beğenilen “Şairin Sesi” adlı radyo yayını için ses kayıtları yapmaya başladı. Kasım 1960 ve Ocak 1963 yılları arasında hazırladığı (en az) 17 adet ses kaydı günümüze kadar gelmeyi başardı. BBC kayıtlarının olağanüstü koleksiyonu “Konuşan Kelimeler- Sylvia Plath”, Plath’in kendi sesinden şiiri de dâhil olmak üzere onun ve eşi şair
“İlişkiler muhtemelen en iyi öğrenme süreçlerimizdir” diye yazıyordu bilge bir kadın; Rilke‘nin unutulmaz “aşk ödevlerimizin en zorudur; öyle ki bu ödev diğer ödevlerin yalnızca bir alıştırma kisvesine bürünmesine neden olur” sözünü vurgulayarak. Âşık olduğumuz zaman bizden bu görevi gerçekleştirmemiz beklenir… Teslim ve güvende olmaya ihtiyaç duyarken sürekli iki farklı noktaya giden bir doğruyu dengede tutma
Edebiyatın efsanevi isimlerinden Eric Arthur Blair, bilinen adıyla George Orwell en çok Hayvan Çiftliği ve 1984 isimli kült eserlerin yazarı olarak tanınmakta; ancak kendisi aynı zamanda oldukça usta bir deneme yazarıydı. En başarılı kısa yazılarından biri 1946 tarihli “Neden Yazıyorum” isimli denemesidir. Orwell yazısına cennetten uzak çocukluğunun – babasının yokluğu, okulda dışlanma, güçlü bir yalnız
Rüyaların gizemi insanlığı daima cezbetmiş, sanatın ve bilimin konusu olmuştur. Freud özne çalışmalarının temelini rüyalar üzerine kuracak kadar onlardan etkilenmiş, oldukça tuhaf biri olan yeğeni Tom ise çocukların gördüğü rüyaların illüstrasyonlarını çizmiştir. Tıpkı Dostoyevski gibi Margaret Mead de hayatın anlamını rüyalarda bulmuştur. Leonard Bernstein cinsel kimlik karmaşasının çözümünü ve yaratıcılığın anahtarını rüyalarında aramıştır. Rüyalar hayatın
Büyük bilgeliğinin yanı sıra, George Orwell 1984 ve Hayvan Çiftliği isimli kitaplarında yazdıklarının bugün yaşanıyor olması, Orwell’i aramızda dolaşan bir kahin yapar mı? Diğer yandan görülüyor ki kehanetleri yalnızca bu kitaplarla sınırlı değil, feminizmin ikinci dalgasından bir yüzyıl önce yazdıklarıyla Lean In (Eviçi emeğe dair bir kitap) dönemine dair mesajlar vermiştir. Halk kütüphanesinde bulunan George
Lenore, ABD’li yazar Edgar Allan Poe‘nun şiirlerinden biridir. Farklı bir şiir olarak “A Paean (İng. Bir Şükran Şarkısı)” adıyla yazılmaya başlayan şiirin son hâli, 1843’de Lenore adıyla basıldı. Şiirin ilk hâli 1831’de “A Pæan” adı altında, Poe’nun erken dönem şiir toplamlarından birinin içinde yer aldı. Bu sürüm, sevdiğini kaybetmiş bir kocanın söylediği 11 dörtlükten oluşuyordu.
“Eğer gölgeler olmasaydı, güzellikler olmazdı” diye yazıyordu Japon roman yazarı Junichiro Tanizaki 1933 tarihli mektubunda. Öyle görünüyor ki karanlık yalnızca çocukluğa ait bir korku değil, Carl Jung’ın yirminci yüzyılda şairane bir şekilde iddia ettiği üzere, karanlık insanın aydınlatmakla görevli olduğudur ve bu şekilde insan, var oluşunun bu yek amacını gerçekleştirir. Ancak karanlık – tıpkı sessizlik ve
Ben bir çocuk doğurdum, bir oğlan ama binlerce kızım var. İçinizde Siyah, Beyaz, Yahudi, Müslüman, Asyalı, ispanyol. Kızılderili ve Alcutlar var. Kiminiz şişman, kiminiz zayıf ve güzel ya da çirkin, eşcinsel ya da değil, eğitimli ya da okumamışsınız ve ben hepinize sesleniyorum. Maya Angelou (Marguerite Ann Johnson) 4 Nisan 1928’de, St. Louis, Missouri’de doğdu. Babası