Ne yapmak gerek peki? Sağlam bir arka mı bulmalıyım? Onu mu bellemeliyim? Bir ağaç gövdesine dolanan sarmaşık gibi Önünde eğilerek efendimiz sanmak mı? Bilek gücü yerine dolanla tırmanmak mı? İstemem! Herkesin yaptığı şeyleri mi yapmalıyım Le Bret? Sonradan görmelere övgüler mi yazmalıyım? Bir bakanın yüzünü güldürmek için biraz şaklabanlık edip, Taklalar mı atmalıyım? İstemem! Eksik

Alfred Jarry – Günler ve Geceler

“İnsan, kendi dışındaki bir iskeleti, kaslarının çekim yoluyla değil de basınç yoluyla hareket ettirebileceğini ve bu iskeletin, geometriden doğmuş olduğundan, neredeyse sürekli olarak yetkinleşebilen kemik sisteminin mineral uzantısı olarak, daha çok güç kullanılan yöne doğru değişim geçirmek üzere yüzyılların evrimine ihtiyaç duymadığı için tercih edilen devindirici güç olduğunu fark edebilecek kadar deha sahibiyse (geometrik figürlerin
BİRİNCİ SAHNE (Gelin evinin girişi. Arkada büyük bir kapı. Gecedir. Gelin girer; üzerinde, danteller ve işlemeli kurdelelerle süslü, kırmalı bir beyaz jüpon, bir de kolsuz beli sıkmalı beyaz bir iç etek vardır. Hizmetçi de aynı şekilde giyinmiştir.) HİZMETÇİ: Şuracıkta tarayayım saçını. GELİN: Orası pek sıcak, durulacak gibi değil. HİZMETÇİ: Bu memlekette, şafak vakti bile serinlemiyor
Kırk yaşındayım artık; şaka değil, kırk yıllık koca bir ömür, yaşlılığın ta kendisi! Kırkından fazla yaşamak ayıptır, aşağılıktır, ahlaksızlıktır. Kim yaşar kırkından fazla? Haydi, bana açıkça, elinizi vicdanınıza koyarak söyleyin! İsterseniz size açıklayayım: Aptallar, namussuzlar yaşarlar kırkından sonra. Aklı başında bir adamın sözünü etmekten en çok zevk alacağı konu nedir, bilir misiniz? Yanıt: Yine kendisi.

Francesca Woodman

Seyyidhan Kömürcü – Sena

epeydir kimin kime ne anlattığını bilmiyorum adında hem ekmek hem gül geçen kimseyi görmedim tanımıyorum ben biraz yavaş günde beş vakit hiçbir şey yapmayan biri ben biraz en üzgün baharatlara fena meyilli mümkünse haşhaş yoksa benzeri sözcüklerle de kırabilirim kalbimi diyelim zencefil diyelim hatmi   elim ayağım başımda geçenlerle aklımdan geçenin karıştığı bu masal aşk

Seyyidhan Kömürcü – Siyah

Şüşa dile min şikest! * Zafer Ekin Karabay içindir işte! patlayan parantez, sırayı bozan ölümsöndürüp ışıklarını karşıdan karşıya geçirmeye yarayan hayatbilinsin ve süssüz siyah bilinsin istiyorum;mutlak bir ekip çalışmasıdırüç el oyuk bir yağış biçimidir ölüm demişken diyelim ve öyledir;olmayan davaların işi değildir divana kalmakya da aşkın ara sokağında balkondan sarkmakçünkü çocuk oyuncağıdır harç taşımaktaş toplamak,

Nicolas Jaar – Pomegranates

Nicolas Jaar, Şilili besteci ve ses sanatçısıdır. ‘Space Is Only Noise’ (2011) ve ‘Pomegranates’ (2015) albümleri öne çıkan bazı albümlerindendir. 2008 – 2011 yılları arasında yayınladığı dans EP’leri ile EDM dünyasında bilinirliği artmıştır. Jaar, New York’ta doğdu. Babası Şilili sanatçı Alfredo Jaar, annesi Fransız-Şilili  Evelyne Meynard’tır. 2007 yılında, Brooklyn, New York’taki efsanevi Marcy Hotel partilerini organize eden Gadi Mizrahi

Başkaldıran İnsan – Albert Camus

Kimdir başkaldıran insan? Hayır diyen biri. Ama yadsırsa da vazgeçmez; evet diyen bir insandır da, hem de daha ilk deviniminde. Bütün ömrünce emir almış bir köle, birdenbire, yeni bir emri kabul edilmez bulur. Bu “hayır”ın içeriği nedir? Örneğin, “fazla uzadı bu iş”, “buraya kadar evet, burdan ilerisine hayır”, “çok ileri gidiyorsunuz”, ya da “geçemeyeceğiniz bir
Hiçbir toplu yaşam yok ki kendimiz olma yükünü omuzlarımızdan alsın ve bizi bir fikir sahibi olmaktan bağışık kılsın; ama hiçbir ‘iç’ yaşam da yok ki başkasıyla ilişkilerimizin bir ilk denemesi olmasın. Hem bireysel hem toplu bir geçmişimiz ve vücudumuz olduğundan dolayı düştüğümüz bu ikircikli durumda asla bir dinginlik bulamayız, ayrılıklarımızı hep azaltmaya çalışmamız gerekir, anlaşılmamış