bu yürek seni seveceğini biliyordu herhaldebu kafa seni kuracağını seziyordu hanidirbire bin veren buğdayelmadaki mayhoslukhukuku beşercincinli hamamçizmeli kedisanki elleriyle komuşlar gibiikimizden bir ismar seni sevmemiş olsam sözlerim yarı yarıyagözlerim yarımellerim çolak hüseyin eliseni sevmesem nefes almayı beceremem kibugün günlerden necumartesiseni sevdiğim için cumartesi elbetseni sevdiğim icin bak temmuz ayındayızayse onbası pir sultan abdal büsbütün sevdalıyım
Neşet Ertaş, Türk halk ozanı ve halk müziği şarkıcısı. Abdallık geleneğinin son büyük temsilcisi. Yaşar Kemal, Ertaş’ı “Bozkırın Tezenesi” olarak adlandırmıştır. Çocukluk dönemi (İlk yılları) Babası bağlama ustası Muharrem Ertaş, annesi Döne Ertaş’tır. 8 yaşına kadar doğduğu köy olan Kırtıllar Köyü’nde yaşamış, sonrasında ailesi ile birlikte İbikli Köyü’ne yerleşmişlerdir. 12 yaşındayken annesi Döne’yi kaybetmiştir. Babası
The Civil Wars iki kez Grammy’e aday olmuş, şarkıcı ve söz yazarı Joy Williams ve John Paul White’tan oluşan ikili. İkili Nashville, Tennessee’de tanışmış ve birlikte şarkı yazmaya başlamıştır. 2009’da kayıt yapmaya başladılar ve grup ilk canlı performansını 2009 yılında Nashville’da bir kafede yaptı. Grup stüdyo albümü yayınlamadan önce Live at Eddie’s Attic adlı bir

Murcof – Rostro

Doğum: 26 Temmuz 1970 (46 yaşında), Tijuana, Meksika Müzik grubu: Nortec Collective (şu tarihten beri: 2001) Çalıştığı müzik şirketleri: The Leaf Label, Blue Note Records

Ingmar Bergman

Her duygu, her hareket, her bedensel rahatsızlık, kullandığım her sözcük için büyük bir depo dolusu açıklamam var. İnsan anlayışla başını eğiyor. Böyle olması gerekliydi: Yine de bu yaşam uçurumunda boylu boyunca düşüyorum. Bu uçurum bir gerçek, ayrıca da dipsiz. İnsan bu taşlı derede ya da suyun yüzünde kendini öldüremiyor bile. Anne, sana sesleniyorum, her zaman
Şu hakikati kendi hayatım bana öğretti: İnsanoğlu, insanoğlunun cehennemidir. Bizi öldürecek belki yüzlerce hastalık, yüzlerce vaziyet vardır. Fakat başkasının yerini hiçbiri alamaz. Benim nazariyem şudur ki, insanlar kainatın sahibi olmak üzere yaratıldıkları için, eşya onlara uymak tabiatındadır. Saatler de böyledir. Sahiplerinin mizaçlarındaki ağırlığa, canı tezliğe, evlilik hayatlarına ve siyasi akidelerine göre yürüyüşlerini ister istemez değiştirirler.

Bedri Rahmi Eyüboğlu, “Yaşadım”

Bedri Rahmi Eyüboğlu, “Yaşadım”Şiir ve Desenler, Ada Yayınları, 1977

Paul Valéry

“Elveda! dedi ölmekte olan adam,-önünde tuttukları aynaya. Bundan böyle görüşmeyeceğiz.” Paul Bowles – The Sheltering Sky üzerinden Paul Valèry
“Hiçbir zaman sandığım gibi değilim. Kendim sandığım varlık bile durmadan değişiyor, öyle ki, çoğu zaman, ben birleştirmesem, sabahki varlığım akşamki varlığımı tanımayacak. Hiçbir şey benim kadar farklı olamaz benden. Ancak bazı bazı, yalnızken görünür derinlik gözlerime. Ancak o zaman köklü bir sürekliliğe ulaşırım; ama o zaman da yaşamım ağırlaşıyormuş, duruyormuş, varlığım sona erecekmiş gibime gelir.

Googoosh – Lalaei

O, 1970’li yıllarda İran’ın en sevilen kadın şarkıcısıydı. Onlarca albüm çıkardı, 500’den fazla filmde oynadı. Ancak 29 yaşında ve kariyerinin zirvesindeyken, ülkesinde rejim değişti. İran’ın yeni yönetimi, önce şarkılarını yasakladı, sonra onu, “evlilik dışı bir ilişki sürdürdüğü” gerekçesiyle hapse attı. Dönemin tüm sanatçıları yurt dışına kaçtı. Fakat o, bütün yaşadıklarına rağmen ülkesinde kalmayı tercih etti.