417
H.K.
“Hiçbir şey kitaplar kadar zevk vermez; çok az okuyan bir insanım ben. Kitaplar bizi düşlere takdim eder; fakat bir insan, hayatın bütün doğallığıyla düşlerle çene çalmaya koyulduysa, takdime ihtiyaç kalmamış demektir. Bir tek kitabı bile kendimi kaptırarak okumuş değilim: Her adımda aklın ya da düşlerin bitmeyen yorumları yüzünden kitabın tadı kaçardı. Birkaç dakika sonra kitabı yazan ben olurdum – ve yazdıklarım hiçbir yerde değildi.
En çok, başucumdaki sehpada benimle birlikte uyuyan sıradan yapıtları yeniden okumayı severim. Bunlardan ikisi yanımdan hiç ayrılmaz: Padre Figueiredo¹‘nun A Retórica‘sı, bir de Padre Freire²‘nin Reflexões sobre a Lingua Portugueza‘sı. bu kitapları ne zaman elime alsam faydasını görürüm; ikisinin de tamamını devirdim ama hiç baştan sona okumadım. Bu yapıtlardan, sanırım kendi kendime geliştiremeyeceğim bir yöntem öğrendim – nesnel yazmakla ilgili sanatsal bir kural, yazılanların niye yazıldığını açıklayan bir yasa.
P. Figueiredo’nun yapmacık, kapalı, kaba tarzının karşısında aklım hazza gark olur. P. Freire’nin düzensiz denilebilecek akışı ise zihnimi hiç bıkkınlık vermeden oyalar, beni sıkmadan eğitir. Seçkin, dingin kafalardır bunlar; onlar gibi ya da herhangi başka birileri gibi olmaya yönelik bomboş isteğimi doyururlar.
Okuyorum, okurken okuduğuma değil, kendime dalıyorum. Okuyorum ve uyuyorum, P. Figueiredo’nun retoriğin büyük simalarını anlatışını düşte gibi izliyorum, P. Freire’nin sesini büyülü ormanlarda duyuyorum, Magdalena demek gerekir, diyor, çünkü kaba insanlar Madalena der.”
1. XIX. yüzyılda yaşamış Latinist ve teolog
2. Francisco Jose Freire (1719 – 1773), “Arcadia Lusitana” ekolünün en önemli teorisyeni; daha çok Candido Lusitano adıyla anılır.
Fernando Pessoa
Huzursuzluğun Kitabı (syf. 494)