“Geleceğin nerede olduğunu biliriz. Gelecek önümüzdedir. Öyle değil mi? Önümüzde uzanır, büyük bir gelecek önümüzde uzanır; her diploma töreninde, her seçim yılında güvenle ona doğru ilerleriz. Ve geçmişin nerede olduğunu biliriz. Ardımızdadır; doğru değil mi? Bu yüzden onu görmek için geriye dönmemiz gerekir ve bu geleceğe doğru ilerlememize engel olur; onun için geriye dönüp bakmayı
Büyücünün elindeki porsuk ağacından asa, donuk ve alçalan karanlıkta gümüşi bir ışıkla parlıyordu. Arren’in gözüne, başka hafif bir parıltı daha takıldı: Elinde tuttuğu çıplak kılıcın keskin yerinde beliren bir ışık pırıltısı. Ejderhanın davranışı ve ölümü bağlama büyüsünü bozmuş olduğu için, daha orada, Selidor kumsalındayken kılıcını çekmişti. Ve burada, topu topu bir gölge olsa da yaşayan
Ümid Gurbanov üzerinden, “Karanlığın Sol Eli”, “Yer Deniz Üçlemesi”, “Mülksüzler” ve birçok kült romanın yazarı olan Ursula K. Le Guin’in, 2014 yılında Portland Community College adlı üniversitede yaptığı söyleşiden “Mülksüzler” romanını yazma sürecini anlatışına dair bir çeviri.
Saygıdeğer ilişkiler kurmaya çalışın, mantıksız meşguliyetleri engelleyin, dünyaya size nasıl davranacağını söyleyin, yeterliliği benimseyin ve daha fazlası. Yüksek mertebeden gelen istekler eşliğinde, fiziksel alışkanlıklar ve faydacı günlük eylemlerle oluşturulan tipik yeni yıl önerileri listesini; insanlığın en ebedi fikirler üreten düşünürlerinden zihinsel ve ruhsal öneriler ödünç alarak düzenleseydik ne olurdu? Bunun nasıl olacağını görebilmek için sizlere
Dâhice bir eser yazmak neredeyse her zaman feci zorluk içeren bir beceridir. Onun, tamamen ve bütün olarak yazarın zihninden çıkması olasılığına her şey karşıdır. Ursula K. Le Guin‘in “erkek olmak” konusu üzerine yazmış olduğu – yaratıcı kültürde cinsiyet sorunsalı üzerine yazılmış en iyi ve en keskin eser olan – muhteşem düşüncelerinden yarım asır önce; olağanüstü
Marjinal var oluşumuzda; sürekli dinleme eğilimi gösterdiğimiz o büyük gariplikten, içimizdeki sesten başka ne vardır? Eğer şanslıysanız hayatınızda birkaç kez, yazılarında eve dönme hissi gibi bir his, manevi bir kucaklaşma hissettiğiniz bir yazara denk gelmişsinizdir. Bana göre, bu türden bir hissi yaratabilecek olan az miktarda yazar vardır – Virginia Woolf, Ursula K. Le Guin, Italo
Sorunlu bir kızın bir kitaba ihtiyacı olduğunu asla bilemezsin. Ursula K. Le Guin halk kütüphanelerinin önemine dair “kütüphane bir odak noktasıdır, halk için kutsal bir yerdir” demiştir. Thoreau, kütüphaneleri insanın hayal gücü ve edebiyat için güçlü bir besin kaynağı olarak görmekteydi. Kütüphaneler, edebi hayal gücünü nesilden nesle besleyen ve merakı besleyen büyüleyici mekânlar olagelmişlerdir. Bu