- 1
- 2
The Guardian, Camus’nun 1947 yılında yayınlanmış olan Veba adlı romanı için şöyle yazıyor: Toplumumuz absürt ve Albert Camus’nun romanı –diğer birçok şeyin arasında ve ahlaki yönden değerlendirmesine karşın– modern varoluşun absürtlüğü ile ilişkimizi inceliyor. Fakir dünyaya, milyonların mezar gemilerle veya tehlikeli çöller üzerinden; boş vaatler arayışıyla, kendi hayal oyunlarını dünyaya yayan – ve hatta Camus’nun
“Herkes kendi canlılığının ne kadarına katlanabileceğiyle ve kendilerini ne kadar canlılıkla uyuşturabilecekleriyle ilgileniyor.” Susan Sontag bir zamanlar “Bir yazar, dünyaya dikkatini veren kişidir – bir yazar profesyonel bir gözlemcidir” demişti. Yazarın gözleminin amacı yalnızca dış dünya değildir fakat aynı zamanda – hatta belki de daha ağırlıklı olarak – iç dünyadır. Bu bakımdan, yazar, bir diğer
1920 yılında bir Mart sabahı, Gustav Janouch isimli Çekoslovakyalı bir genç, babasının çalıştığı İşçi Kaza Sigortası Enstitüsü’ne gelmişti. Gelecek vaat eden on yedi yaşındaki bu genç şair adayının enstitüyü ziyaret amacı, babasının meşhur iş arkadaşı, enstitüye on iki yılını vermiş, Dönüşümün yazarı Franz Kafka ile tanışmaktı. (3 Temmuz 1883 – 3 Haziran 1924) İkili kısa
Yaşam insanın yaşantı aradığı değil, kendi kendini aradığı bir olgudur. Cesare Pavese Kafka için birkaç tümce söylemek isterken, neden Pavese? Ama Kafka’nın kendi kendini arayışı, tüm insan örgütü içinde bireyin kendini arayışına en büyük, en zengin kaynak. Sanırım Kafka’yı ilk kez Değişim öyküsü ile okudum. On beş yaşlarımda. Her böceğin daha önce insan olduğunu düşünecek
Tel Aviv mahkemesi, 3 Temmuz’da Dönüşüm kitabının yazarı Franz Kafka‘nın ortadan kaldırması için arkadaşına verdiği; daha önce pek bilinmeyen birkaç el yazmasının Ulusal İsrail Kütüphanesi’ne gönderilmesi kararını verdi. Koleksiyon internette yayınlanacak. Şimdilik yalnızlık, mistik dönüşüm ve bariz bir şekilde öz-yardım hakkında bir ya da iki şey bilen Alman yazarın özlü sözler kataloğuna şöyle bir göz