Karındeşen Jack’ten bu yana araştırmacılar ve dedektifler bir seri katilin akıl yapısını anlamak ve yorumlamak için büyük çaba sarf etmişlerdir. Bir kişiyi seri katile dönüştüren sebeplerin arkasında anormal seviyede düşük ya da yüksek IQ olduğu sıklıkla iddia edilmiştir; fakat elbette durum yalnızca bundan ibaret değildir. Her ne kadar bu konudaki incelemeler sürüyor olsa da; bir seri katilin psişesini tam anlamıyla kavrayabilmek ve ortaya koyabilmek için elimizde bulunan bilgiler yetersizdir.
Bir seri katilin psikolojisi normal bir insanın antantının çok ötesine uzanmaktadır. Seri katil, üç ya da daha fazla insanı, belirli ve düzenli bir biçime sadık kalarak öldüren kişileri tanımlamak için kullanılan bir ifadedir. Cinayetin modeli ya da modus operandi (bir seri katilin kendine özgü öldürme şekli) seri katillere lakaplarını veren şeydir. Seri cinayetlerde daima paylaşılan ortak bir nokta bulunmaktadır: belirli bir cinayet aracı, öldürülen insanların ırkı, yaş ya da cinsiyet, meslek, hatta zaman zaman kurbanın üzerine bırakılan semboller. Öldürme güdüsü neredeyse daima katilin çocukluğuna dayanan nefret, öfke ve korku gibi unsurlardan kaynaklanmaktadır.
Seri Katiller Hakkında
Güç daima bir seri katilin düşünce sisteminin merkezinde bulunmaktadır. Bu insanlar gerek cinsel gerek genel olarak hayatın her alanında diğer insanlara hükmedebilecekleri konumlara erişmek konusunda oldukça saplantılıdır. Yetkin bir konumda olmalarıyla ortaya çıkan duygulardan beslenirler ve durumun, gerçekten böyle olduğundan emin olmak için sapkınlık seviyesine ulaşacak davranışlar gösterirler. Çocukluklarında gördükleri istismar, ihmal ve özgüven yoksunluğu bu duruma sebebiyet veriyor olabilir. Dışlanma, istenmeme ve sevilmeme hissiyatı ile büyüyen çocuklar yetişkinliklerinde saldırgan ve agresif bir yapıya sahip olmaya oldukça eğilimlidirler. Özgüven yoksunluğu ve reddedilme hissiyatı masum insanları vahşice katletmeye iten yolda önemli bir rol oynar. Seri katillerin şiddet alt yapılı, oldukça keskin ve canlı düşlemleri vardır ve eğer yapabilirlerse, kendi iç dünyalarını gerçeğe uyarlamaktan hiç de çekinmezler. Bir uyuşturucu bağımlısının ihtiyaç duyduğu ‘fix’ (iğne yoluyla alınan uyuşturucu ya da bunu alma eylemine verilen ad) gibi, seri cinayetleri sürerken eğer öldürmeyi başaramamışlarsa, çılgına dönüp daha da saldırganlaşırlar.
Pek çok vaka gösteriyor ki, seri katiller kendilerinden fiziksel olarak daha güçsüz kurbanları seçerler. Genel olarak hedefleri kadınlar ve çocuklardır. Yaşlı ve orta-yaşlı erkekleri hedef seçen seri katillerin varlığı bilinse de, ekseriyetle genç kadınlara odaklanılmaktadır.
Bazı seri katillerin öldürdükleri insanların cesetleriyle aynı çatı altında yaşayıp onlara kendi ailesiymiş gibi davrandıkları vakalar bildirilmiştir. Bu durum, reddedilmeye bağlı olarak açığa çıkan çok ciddi bir özgüven yoksunluğuna delalet etmektedir. Reddedilme hissiyatı o kadar kuvvetli ve derindir ki bu durumla tekrar yüz yüze gelme korkusuyla, ölü bedenlerle yaşamayı tercih ederler. Akılda tutulmalıdır; seri katillerin o kadar karmaşık ve bulanık bir zihin yapıları vardır ki bu tür sapkınlıkları gerçekleştirmekten gerçekten de zevk duyarlar ve kendi mantıksal düzlemlerine göre yaptıkları hiç de yanlış bir şey değildir. Doğru ve yanlışı birbirinden ayırmada yaşadıkları güçlük ve dengesizlik seri katilleri tehlikeli ve tahmin edilemez kılan şeydir.
Neredeyse tüm seri katil vakalarında müşterek bir arka plan gözlenmektedir: zihinsel, fiziksel ve cinsel istismar. Çocuklukta yaşadıkları talihsiz olaylar, onları kendi içlerine kapanmaya; içlerinde bulundukları topluma karşı güçlü bir haset beslemeye ve kusurlu bir ahlak sistemine sahip olmaya yönlendirir. Çevrelerindeki, hatta dünyadaki tüm insanların kendi enselerinde olduklarını ve kendilerine zarar vereceklerini; dünyayı kötü insanlardan arındırmak için gereken ne ise yapılması gerektiğini düşünerek büyürler. Birçok seri katil kendilerini cinayete yönlendiren şeyin tanrısal bir emir sonucu olduğunu, buna bağlı olarak asıl suçlunun tanrı, şeytan ya da kafalarının içindeki ses olması gerektiğini iddia etmiştir.
Seri katiller toplumun her kesiminden gelmektedir. Cinayetlerini herhangi bir kazanç uğruna gerçekleştirmezler; ya içlerindeki güdüyü tatmin etmek için ya da yapılması gerekenin bu olduğuna inandıkları için cinayet işlemektedirler.
Seri Katillerin Geçmişi
Seri katiller psikopat mıdır? Evet, pek çoğu öyledir. Psikopat, sosyal normların ve etik ilkelerinin varlığını reddeden, ekseriyetle anti sosyal kişileri tanımlamak için kullanılan bir ifadedir. Bu tip insanların hayatlarında anlaşılması güç bir ahlak sistemi ve mantık düzlemi olduğu görülmektedir. Çocukluklarından itibaren bu insanların yüzeysel, çekici, tepisel oldukları; kriminal bir düşünce biçimine sahip oldukları ve saldırgan davranıp diğer canlıları istismar ettikleri teyit edilmiştir. Agresif davranışlarının sonucu olarak tatmin duygusuna ulaştıkları bilinen bir gerçektir. Yüzlerce seri katilin sicili bizi çocuk istismarına yönlendirir. Pek çok seri katilin çocukluk dönemlerinde kendi aileleri tarafından gerek zihinsel gerek cinsel istismara uğratıldığı bilinmektedir. Aile ahlakından yoksunluk, hatta çoğu zaman, bozuk aile yapısı ileride zihinsel bir hastalığa sürükleyecek çok ciddi özgüven problemlerine neden olur. Reddedilme duygusu, bir seri katili sıkıntıya sürükleyen listenin en tepesine oynamaktadır. Toparlamak gerekirse; seri katillerin geçmişinde kendilerine kötü davranan ve kendilerini istismar eden aileler, ihmal edilmiş bir çocukluk, kusurlu bir ahlak sistemi, ciddi derecede özgüven yoksunluğu, hayata ve topluma karşı tümden yanlış bir bakış açısı bulunmaktadır. Psikiyatristler; düzgün bir aile yapısı içinde yer alsalardı , seri katillerin bugün seri katil olmayacağını ileri sürmüşlerdir. Seri katillerin neredeyse tümü bir dehanın IQ’suna sahip olsa da, ahlaktan yoksundur.
Seri Katillerin Yetişkinlik Dönemi
Seri katillerin yetişkinlik dönemi başarısızlıklarla doludur. Bir sonraki kurbanları için durmaksızın plan yapıp komplo kurmalarına bağlı olarak hayatın diğer alanlarına adapte olmaya fazla zaman bulamazlar. Zihinleri cinayet ile o kadar meşguldür ki içlerinde bulundukları toplumun bir parçası olmayı başaramazlar. Kayıtlara başarılı olarak geçen seri katillerin çifte hayat yaşadıkları gözlemlenmiştir: birinde tamamen normal bir birey gibi davranıp yaşarlarken, ötekinde cinayet saplantılarını devam ettirip bir sonraki kurbanları için hazırlık yaparlar. Buna bağlı olarak başarısızlıklar gösterirler. Bilinen tüm seri katillerin tarihinde başarısız evlilik ve aşk ilişkileri göze çarpmaktadır. Hatta kariyer yapmada bile başarısızdırlar. Akılları, çok çalışıp kariyer sahibi olmalarını gerektiğini düşündürecek biçimde işlemez. Gücü tamamen kendilerinde bulundurmak istediklerinden, birinin emri altında çalışmak onlar için tam anlamıyla imkânsızdır ve işten kovulmalarına sebebiyet verecek hal ve hareketler sergiledikleri bilinmektedir. Asabiyetleri, onları her yerde takip eder; dolayısıyla iş arkadaşlarına karşı ekseriyetle saldırgan davranırlar. Bunun yanı sıra, çok sıkılgan bir yapıya sahiptirler. Sabah dokuz akşam beşten ibaret tekdüze iş hayatı onları asla tatmin etmez, hayatlarında heyecana daima gereksinim duyarlar ki bu gereksinim onları çok farklı, kötücül boyutlara yönlendirir.
Seri Katil Tipleri
Seri katiller planlı, plansız ya da her ikisinin karışımı olabilir. Planlı seri katiller cinayetleri; kurbanları kandırmak için söyleyecekleri sözleri, onları götürüp öldürecekleri yeri ve öldürdükten sonra cesetten nasıl kurtulacaklarını önceden planlayıp hesaplayarak işlerler. Buna ek olarak, sahip oldukları forensik bilgileri onların cinayet mahallinde iz bırakmamalarına yardımcı olur. Bu tür suç faillerinin IQ’su ortalamanın üzerindedir ve bu nedenle en tehlikeli seri katiller olarak adlandırılmaktadır; zira onları yakalamak oldukça güçtür.
Diğer taraftan plansız seri katiller spontane ve harekete geçerken çoğunlukla tepiseldir. Bu tür katillerin genel olarak yalnız yaşayan, işsiz ya da zihinsel olarak hasta kişiler olduğu gözlemlenmiştir. Planlı seri katillere nispeten IQ’ları biraz daha düşüktür. Suç mahallinde kalan izlerini temizleme girişiminde bile bulunmadıklarından yakalanmaları daha kolaydır ve ayrıca hata yapmaya daha meyillidirler. Üçüncü tipi, diğer deyişle karışık tipi planlı ve plansız cinayetler işleyen katiller oluşturmaktadır. Bu tip seri katillerin öncelikle planlı olarak yola çıktıkları; cinayet serisi devam ederken ise plansız hareket etmeye başladıkları görülmüştür. Her bir cinayet sonrası şiddetlenen öldürme arzusu, onları, önlemlerin ve planların artık önemini kaybedip tüm amacın yalnızca öldürmek olduğu bir noktaya taşır.
Teoriler (Üçleme)
Son yıllarda birçok psikoloğun yaptığı çalışma ve araştırmalar seri katillerin belirli özelliklerini öne süren teorileri beraberinde getirmiştir. Adını sıklıkla duyduğumuz teorilerden biri Macdonald Üçlemesi’dir. Macdonald Üçlemesi, daha çok seri katillerde rastlanan semptomların birliğini tanımlamaktadır. Bu semptomlar sosyopatik davranışla doğrudan ilişkilendirilen üç davranışsal karakteristikten oluşmaktadır.
Bu davranışlar 1963 yılında American Journal of Psychiatry’de, kendisi bir forensik psikiyatrist olan John Macdonald tarafından dile getirilmiştir:
Hayvanlara zulüm / Ateşe duyulan ilgi (Piromani) / Altını ıslatma
İstatistiklere göre bu üç karakteristik davranışa, çoğu seri katilin çocukluk çağında rastlanılır. Bu semptomlar ailenin ihmal ve istismarından kaynaklayıp çocuğu aşırı seviyede utangaç ve sessiz bir birey olarak büyümeye iterken; yetişkinlik dönemlerinde çevrelerine karşı daha da agresif olmalarına ve saldırganlaşmalarına neden olur. Bir seri katil aşağıda gösterilen psikolojik rahatsızlıklardan en az birine sahiptir. Gözlem altında tutulmuş bazı seri katillerin psikolojik rahatsızlıkları şunlardır:
- Şizofreni
- Çoklu Kişilik Bozukluğu
- Antisosyal Kişilik Bozukluğu
- Anksiyete Bozukluğu
- Bipolar Duygulanım Bozukluğu
- Borderline Kişilik Bozukluğu
- Çocukluk Antisosyal Bozukluğu
- Delüzyonel Bozukluk
- Depresyon
- Obsesif Kompulsif Davranış ve düşünce bozukluğu
- Obsesif Kompulsif kişilik bozukluğu
- Fiziksel istismar
- Panik Atak
- Pedofili
- Kişilik Bozukluğu
- Psikotik bozukluk
- Cinsel sadizm
Seri katillerin sahip olduğu psikolojik rahatsızlıkların listesi daha da uzatılabilir. Tüm bu semptomlar az ya da çok birbirleriyle ilintilidir ve pek çok durumda biri diğerine neden olur.
Seri Katillerin Güdüleri
Cinsel iktidar / Cinsel sadizm / Pedofili / Finansal kazanç / Irkçılık / Eğlence / Zevk / Heyecan
Son üçü bir seri katilin akıl durumunu en gerçekçi şekilde açıklayan güdülerdir. Sıradan bir insan için ölümü ve eğlenceyi bir arada hayal etmek bile imkânsız ve korkutucuyken, bir seri katil için oldukça kolaydır. Güdü olsun olmasın, meşru müdafaa gerekçesi dışında herhangi bir sebeple bir insanın hayatına son vermek kriminal bir davranıştır ve bir grup insanı öldürmek ise bir suç ve ömür boyu hapis ya da idam gibi cezalarla ağır biçimde karşılık bulur.
Herhangi bir suç için idam cezası hala tartışma konusuyken bundan bahsetmek başka tartışmalara yol açacaktır. Fakat şu bilinen bir gerçektir ki bir suçluyu ya da katili asmak bir diğer katili işleyeceği suçtan alıkoymamış, ona geri adım attırmamıştır. Problemlerin kökü genel olarak çocukluk çağına uzandığından, aile ya da toplum farkları gözetilmeksizin bunun çözümü her ailenin çocuğuna sağlıklı bir çocukluk dönemi yaşatmasında gizli olabilir. Fakat bunu yapabilmek sanıldığından da zordur. Yapabileceğimiz tek şey, yetişkinlerin sorumluluklarını harfiyen yerine getirip çocuklarına olabildiğince sevgi ve ilgi aşılamalarını, onları sağlıklı bir ortamda yetiştirmelerini ummaktır. O zaman, bu durumda, seri katillerin yozlaşmış ve faziletsiz toplumların bir sonucu olduğunu iddia edebilir miyiz? Gelecekte seri katillerin olmasını önlemek için, bugün ahlaki sistemimize bir göz atıp hatalarımızı düzeltmeli miyiz?
Milyonların oluşturduğu bir kalabalıkta bir seri katili tespit edip onun akıl yapısını anlamak imkansızdır, fakat ten rengi fark etmeksizin bir insanın diğerine saygı duyduğu, anne ve babaların çocuklarına gereken sevgi ve ilgiyi tedarik ettiği, hayatın değerli olduğu ve bu şekilde düşünüldüğü bir toplum yaratmak bizim elimizdedir. Nihayetinde, seri katil çocukken sevginin ve sevgiyi diğerleriyle paylaşmanın ne olduğunu kavrayamayan bir kimsedir ve bu öyle ya da böyle, toplumun suçudur.
Chaitra Suraj Saxena / Çev: Hande Karataş
tabutmag 4. sayı
gayet yalın ve kapsamlı bir inceleme olmuş ellerinize sağlık
burada yazanların coğu bana türkiyedeki malum şahsı hatırlatıyor recep tayyip …
Çok iyi bir araştırma olmuş:)