Sizinki büyük ve güçlü bir sorumluluktur, ancak aynı zamanda da parlayan bir fırsattır. Daha önce hiç itiraz edilmediği gibi insanlığın zorlandığı, olgunluğunu ve ustalığının kanıtlandığı- doğanın değil, kendisinin- bir dünyaya çıkıyorsunuz.
1962 yılında, bilim ve doğal dünya hakkındaki şiirsel yazının yeni estetiğinin öncüsü olduktan sonra, deniz biyoloğu ve yazar Rachel Carson (27 Mayıs 1907-14 Nisan 1964) pestisit endüstrisinin cesur bir şekilde ortaya çıkmasını ve doğanın derinden birbirine bağlılığını aydınlatmasını anlatan çığır açan kitabı Sessiz Bahar ile modern çevre hareketini kolaylaştırdı. İnsanlığın ahlaki hayal gücünü sorgulattı, şaşırttı, benzeri görülmemiş bir kaygı dalgasına sebep oldu ve kültürel ve politik sonuçlarıyla farkındalık oluşturdu. Dünya Günü’nün oluşumunu ve Çevre Koruma Ajansı’nın kurulmasını sağladı.
Carson, tarım ilacı endüstrileri tarafından on yıldan fazla bir süredir titizlikle geliştirilen pestisit bilimini ve doğadaki korkunç etkilerini takip ediyordu. Zaten ülkedeki en saygın bilim yazarıydı, doğaya yapılan saldırıdaki güç suistimallerinden dolayı hükümeti sorumlu tutan yazar sesini duyurdu. “Ne yaptığımı biliyorum, sessiz kalırsam benim için gelecekte barış diye bir şey olmaz” dedi tüm adanmışlığıyla. Pestisit endüstrisine karşı konuşmanın kendisini -her zaman olduğu gibi- kurumsal ve devletin çıkarları için yapılan acımasız saldırılara maruz bırakacağının bilincindeydi, ahlaki bir seçim görmedi, yeni bir tür bilinç oluşturarak inandığı şeyi savunmaktan başka bir şey yapmadı.
Carson’ın Sessiz Bahar ile amacı üç aşamadan oluşuyordu -katı gerçekleri zamanın sınavına dayanan literatüre dönüştürmek, kimyasal şirketler tarafından acımasızca pazarlanan maddelerin tehlikelerine karşı bir dokunuş yaparak hipnotize edilmiş halkı uyandırmak ve tehlike karşısında hükümetin düzenleme yapma konusunda ihmal edilmiş sorumluluklarını yerine getirmesini sağlamak. Dar depolar birbirine bağlı olan bütün uzmanları kör ettiğinde ve piyasa güçlerinin gerçeği feda ettiği bir dönemde hakikatin parçalanmasına, metalaşmasına ve düpedüz silinmesine karşı uyardı. Halkı tartışılmaz kanıtlarla bu güçleri protesto etmeye ve meydan okumaya çalıştığında, “yarı gerçekliğin sakinleştirici küçük haplarıyla beslenmişlerdi”. Yarım asır sonra çarpıcı bir rezonans hissi veren Carson, şunları söyledi: “Acilen bu sahte güvencelere, hoş olmayan gerçeklerin şeker kaplamalı haplarına son vermeliyiz.” Her şeyden önce, ticari çıkarların patolojik kısa süreli dönemini “zaman ve mekânın gelecekteki sonuçlarını” inceleyerek, zehirlerin hiçbir organizmanın zamanın nehrinde adadan ve hiçbir andan ayrı olmadığı hassas bir ekosisteme nüfuz etmesine sebep olmasını anlattı.
Haziran 1962’de, Sessiz Bahar’ın ilk bölümünden beş gün önce The New Yorker’da ilk tanıtımından sonra, ölümcül bir hastalıkla mücadele eden Carson ülkedeki ilk jet uçağının uçuşunu yapması ve uzun süredir beklenen başlangıcını gerçekleştirmesi için Kaliforniya’daki Scripps College’da bu parçanın uyarlandığı Figuring’de (halk kütüphanesi) gücünün kalıntılarını topladı. “İnsan ve Zamanın Akışı” adını verdi kitabına, her kadının aynı zamanda “insan” olduğu bir çağdı.
Bu, Carson’ın ahlaki felsefesinin kristalleşmesiydi, daha sonra çok sevdiği dünyaya veda etti.
Mezunlara şöyle dedi:
Bugün tüm dünyamız, yalnızca karanlık uzay okyanusu üzerinden baktığımız, yıldızlar arasında ne zaman yelken açacağımızı belirleyemediğimiz başka bir kıyıya dönüştü.
[…]Zaman ileriye doğru akar gider ve insanlık da onunla birlikte ilerler. Sizin nesliniz çevre şartlarına uygun olmalı. Cehalet ve hakikatten kaçmak yerine, bunlara sığınmak yerine gerçeklerle yüzleşmelisiniz. Sizinki büyük ve güçlü bir sorumluluktur, ancak aynı zamanda da parlayan bir fırsattır. Daha önce hiç itiraz edilmediği gibi insanlığın zorlandığı, olgunluğunu ve ustalığının kanıtlandığı- doğanın değil, kendisinin- bir dünyaya çıkıyorsunuz.
Orada bizim umudumuz ve kaderimiz var.
Çeviren: tabutmag
Kaynak (İng.): Brainpickings