Yedi sekiz yaşımdan bu yana istemiş olduğum şeyde başarıya ulaştım. Hangi ölçüde başarıya ulaştım onda? Bunu bilemem, ama istediğimi yaptım, dinlenen, okunan yapıtlar verdim. Bundan dolayı öleceğim an, birçok insan gibi şöyle diyerek ölmeyeceğim:
23 Şubat 1947, Pazar akşamı(Kaliforniya treni) Sevgili Nelson Algren, Mektubumu İngilizce yazmaya çalışacağım. Bu nedenle, lütfen dilbilgisi hatalarımı hoşgör, kelimeleri doğru anlamlarında kullanamasam da anlamaya çalış. Yazım da çok kötü oldu; çünkü trende yazıyorum. Senden ayrıldıktan sonra, otele gidip makaleyi bitirdim, galiba pek iyi olmadı; ama o kadar da önemli değil. Sonra şu Fransızlarla akşam
“İçimdeki sen’e baktığımda hala sıcak, mutlu ve huşunetle minnettar hissediyorum” Aşk mektuplarının, özellikle seçkin aşk mektuplarının bir hayranı olarak, Anna Holmes’un Cehennemin Kürkü Yok: Kadınlar Tarafından Yazılmış Ayrılık Mektupları’yla büyülenmiş buluyorum kendimi. Onlarca yüzyıl içerisinde, Sylvia Plath ve  Anaïs Nin gibi en çok sevilen kadınlar da dahil olmak üzere, tanınmış, tanınmamış kadınların yazdığı dokunaklı mektupların