tabutmag

  • Forum
  • Edebiyat
  • Görsel Sanatlar
  • Sinema
  • Müzik
  • Tiyatro
  • Diğer Şeyler
  • Arka Oda
    • Siparişler
    • İndirmeler
    • Adres
    • Hesap Detayları
  • No products in cart.

Nasıl yaşayan bir şiir olunur: Lucille Clifton, yaratıcı eserlerde zekâ ile sezgi dengesi ve bağlanmanın iyileştirici gücü üzerine…

28 Ekim 2023, Cumartesi / Published in Edebiyat

Nasıl yaşayan bir şiir olunur: Lucille Clifton, yaratıcı eserlerde zekâ ile sezgi dengesi ve bağlanmanın iyileştirici gücü üzerine…

Yaptığımız her şeyi, en küçüğünü bile, kim olduğumuzun ve yaşadıklarımızın bütünüyle yaparız – her intiba, her anı, her sevgi ve her kayıp bilinçli ya da bilinçsiz olarak yaratıcı eylemin içinde yer bulur. Bir şarkı yaratıcısının tüm duygu geçmişini yapısına kodlar. Bir denklem, elmanın ağaçtan düşme hareketini tanımlayabilir ama o denklemin yaratıcısının evrenin nasıl işlediğine dair bilgisi olmadan neden düştüğünü açıklayamaz. Kişiliğin şiiri, —bunu ruh diye de adlandırabiliriz— tüm yaratıcı çalışmalar için öz niteliğindedir. Onun sesini duymak için bilinçli olarak bildiklerimiz ve bilinçsizce ne olduğumuz arasında hassas bir uyum gerekir —zeka ile sezginin arasında bir denge oyunu.

Bunu, Virginia Woolf’un ruhunuzu nasıl duyacağınız üzerine düşünceleri ve Nick Cave’in kendinize güvenmenin yaratıcı gücü üzerine görüşü bağlamında düşünürken, uzun ve ışıltılı ömrü boyunca Lucille Clifton (27 Haziran 1936 – 13 Şubat 2010) tarafından verilen çeşitli röportajlardan sakladığım harika alıntıları hatırladım.

Lucille Clifton, 1995. (Photograph: Afro American Newspapers/Gado/Getty Images)
Lucille Clifton, 1995. (Photograph: Afro American Newspapers/Gado/Getty Images)

Nobel ödüllü Henri Bergson, bilimdeki yaratıcı çalışmada sezgi ve zekânın etkileşimini ele aldıktan bir asır sonra, Clifton, 2002 kışında Rattle dergisiyle yaptığı bir röportajda sanatla ilgili olarak bu sorunu ele alıyor ve bir şiirin nereden geldiğini değerlendiriyor:

Şiirleri kendi tarzınızda çok fazla düşündüğünüzde ve zekaya dayandırdığınızda öldürebilirsiniz, bunu ben de yaptım, çünkü bence bir şiirin hem zeka hem de sezgiden gelmesi gerekiyor. Fazla sezgi katarsanız duygusallığa boğuluyor, ki bu iyi değil; fazla zeka ile de okuyucunun bilmediği veya umursamadığı bir sürü şey oluyor. Ama bir şiir, bütün bir insan hakkındadır ve bütün insana hitap eder ve bütün bir insandan gelmelidir, dolayısıyla kendinizi tamamen dahil edersiniz.

Hayatının son yıllarında verdiği başka bir röportajda Clifton, iç içe geçmiş bütünlüğü ve bunun sesinin nasıl duyulacağı konusunu yeniden ele alıyor:

Bir insan bölümler ya da parçalar değildir. Stanley Kunitz, şiirin —bu yerde ve bu anda— insan olmanın ne anlama geldiğinin hikayesi olduğunu söyler. Eğer bir şey söylenmek istiyorsa bu yazarın zihninde belirir ve yazarın kendisine izin vermesiyle ortaya çıkar. Onun senin içinde işini yapmasına izin verirsin.

Şiir güçlü bir iyileştirici olabilir çünkü, insan olmanın ne anlama geldiğini düşündüğümüz en derin yanımızdan gelir. Burası aklımızla ulaşmaya çalıştığımız ama sezgilerimizle dokunduğumuz yerdir. Burada aslında birbirimizden çok da farklı olmadığımızı, aynı arzuları ve korkuları paylaştığımızı görürüz.  Clifton şöyle düşünüyor:

Şiir iyileştirebilir, çünkü bir kalpten gelir ve başka bir kalbe hitap eder.

…

Biri bana dünyayı neden iyileştirmek istediğimi sordu; Lucille Clifton’ı iyileştirmek istiyorum! Ve iyi ki, ben de diğer insanlar gibi son derece insanım.

Bir şair gözüyle, her türlü yaratıcı uğraş için geçerli olan bir duyguyu ifade ediyor:

Üniversiteden mezun olmadım, ki bu bir şair olmak için gerekli değil. Sadece insana ilgi duymak ve bir insan olarak kendinizden haberdar olmak gerekli.


Çeviren: Hakan Özkarakaya (tabutmag)
Geri bildirim: themarginalian

Tagged under: Lucille Clifton

What you can read next

Nikki Giovanni’nin Kütüphaneleri ve Kütüphanecileri Öven Harika Şiirleri
Marcus Aurelius’tan Fanilik ve Dört Dörtlük Yaşam Üzerine
Oruç Aruoba: Sahicilik, Sahtelik Üzerine Geri-Bakışlı Notlar
Abone Olun
Giriş
Bildir
guest
guest
0 Yorum
Satır içi geri bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
  • Tarkovski İtalya’da: “Kimseye Başkasının Kültürünü Öğretemezsiniz”18 Şubat 2025
  • Jacques Lacan: Yorumdan Aktarıma9 Şubat 2025
  • Gecikmeye övgü: Zaman nereye gitti?28 Aralık 2024
  • Ulus Baker: Dostoyevski’den Sokurov’a23 Aralık 2024
  • Ulus Baker: Dostoyevski ve Tarkovski23 Aralık 2024

Kurumsal

Hakkımızda

Künye

Ekibimiz

Yardım

Havale - EFT Bildirimi

Reklam / İş birliği

İletişim

Kategoriler

Edebiyat

Görsel Sanatlar

Sinema

Müzik

Tiyatro

Diğer Şeyler

Yayınlar

Video —yakında!

Ses —yakında!

Podcast —yakında!

Dükkan

Dergi —Gazete

İmzalı Kitaplar

Posterler

Diğer Ürünler

Metin ve görsellerin tamamı, (illustrasyon ve tasarımlar) kaynak gösterilse dahi başka alanlarda kullanılamaz, kopyalanamaz. Yalnızca söz konusu çevirinin ya da taramaların bir kısmını kopyalayabilir ve çevirinin ya da taramanın olduğu sayfaya geri bildirimde bulunabilirsiniz. Tüm soru ve düşünceleriniz için iletişim sayfalarımızdan bizlere ulaşabilirsiniz.

Made with ♥ by TBTCREATIVE © 2024 tabutmag.com

TOP wpDiscuz