“Her alanda derin yanlışlık var. (Sözgelimi, düşünüyorum, İstanbul’daki üç fırsatçı ‘yaratık’ aşağı yukarı biliyorum ki ‘aman canım, söyler söyler durur, biz dalgamıza bakalım, koskoca toplum, herkesin de kendi sorunu var üstelik, sonra gerçekleri söyleyen kişiye ameliyatlar geçirmiştir deriz olur biter’) diyebilirler.
Acaba kazın ayağı böyle midir?
Bir adam kafaca üşütmüş olsa bile, dolaylı yoldan da olsa, gerçekleri söyleyebilir olgusu hiç değilse üç-beş kişice biliniyordur.
Ben de amma iyimserim ha, dum dumalığı, bu ilkel topluluğun ilkellik gerçeğini göz önünde bulundurmadım, yazıyorum sana
(…)
Acımasızlık, gaddarlık, ölüsoygunculuk, fırsatçılık kuyuları meğerse ne denli yakınmış bizlere İlhan?“