Romeo ve Juliet’te olduğu gibi, şair ve Annabel Lee birbirlerine çocuk yaşta sevdalanıyorlar. Üstelik Shakespeare’in ‘talihsiz âşıkları’ gibi Poe’nun âşıkları da kendi kontrolleri dışındaki güçlerin kurbanı oluyorlar. Fakat sonuç itibariyle şair ve Annabel Lee kendi büyüklerinin* asla anlamayacağı türden efsanevi bir aşkı tecrübe ediyorlar.
Gerçek Annabel Lee: Annabel Lee, muhtemelen, Poe’nun daha on üç yaşındayken evlendiği karısını –Virginia Clemm’i – temsil eden bir karakterdi. Poe ve Clemm’in son derece güzel bir evlilik hayatları vardı. Fakat ne yazık ki Virginia Clemm henüz yirmili yaşlarındayken, 1847 Ocak’ında tüberkülozdan hayatını yitirdi. Bundan iki yıl dokuz ay sonra, 7 Ekim 1849’da ise Poe Annabel Lee’nin ruhuyla buluşmak üzere, şiirde sözünü ettiği krallığa doğru yola çıktı.
Annabel Lee, Edgar Allan Poe’nun yazdığı son şiirdir.
Mekân:
Anlatıcı (karakter) şiirin mekânını okyanus kıyısındaki kurgusal bir krallığın içine inşa ediyor. Krallık, Annabel Lee ve anlatıcının birbirlerine henüz çok genç yaşta âşık oldukları; yeryüzünün, cennetin kapıları ardında kalan enfes ve efsunlu bir yeri olarak anlatılıyor. Böylelikle okur, onların, sular yükselip alçalırken, yanlarına aldıkları nazik bir rüzgâr ile güneş batıncaya dek sahilde el ele dolaştıklarını tasavvur edebilir. İki aşığın kalbiyle yönetilen bu krallık, Annabel Lee’nin ölümüyle, ruhlarının ebediyete dek bir arada olacağı güzel bir anı olarak yerleşiyor şairin zihnine.
Karakterler:
Anlatıcı: Derin bir aşkla bağlı olduğu genç bakireyi göklere çıkaran, onu kutsallaştıran; duyguları engin bir adam.
Annabel Lee: Şiirin on yedinci mısrasından (soylu akrabası gelip çaldı onu benden) çıkarılabileceği üzere yüksek doğumlu; şair tarafından sevilen genç ve güzel bakire. Büyük olasılıkla Annabel Lee, Poe’nun genç yaşta ölen karısının temsilî bir imgesi.
Melekler: Tanrı’nın ışıktan tahtını korumakla vazifelendirilmiş; İncil’e göre üç çift kanadı olan büyük melekler. Şiire göre, büyük melekler şair ve sevgilisinin aşkına öyle bir haset ediyorlar ki Annabel Lee’nin ölümüne yol açarak intikamlarını alıyorlar.
Annabel Lee’nin yakını: Annabel Lee’nin cesedini taşıyan ve defneden yüksek doğumlu akrabası.
Yayınlanma Tarihi: ‘Annabel Lee’ şiiri 9 Ekim 1849’da New York Daily Tribune’de yayınlanmıştır.
Tema:
Ölümsüz aşk. Şair ve Annabel Lee öylesine sadık, kudretli ve saf bir aşk yaşıyorlar ki büyük melekler –tanrı katındaki en ulu melekler- dâhi bu aşkı kıskanıyorlar ve ölümcül bir rüzgâr göndererek Annabel Lee’yi ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Fakat iki sevgilinin ruhu bir olduğundan, aşk bâki kalıyor.
Güzel bir kadının ölümü Poe’nun yazınlarında sıkça rastlanır bir unsurdur.
Romeo ve Juliet Motifi:
Romeo ve Juliet’te olduğu gibi, şair ve Annabel Lee birbirlerine çocuk yaşta sevdalanıyorlar. Üstelik Shakespeare’in ‘talihsiz âşıkları’ gibi Poe’nun âşıkları da kendi kontrolleri dışındaki güçlerin kurbanı oluyorlar. Fakat sonuç itibariyle şair ve Annabel Lee kendi büyüklerinin* asla anlamayacağı türden efsanevi bir aşkı tecrübe ediyorlar.
Gerçek Annabel Lee: Annabel Lee, muhtemelen, Poe’nun daha on üç yaşındayken evlendiği karısını –Virginia Clemm’i – temsil eden bir karakterdi. Poe ve Clemm’in son derece güzel bir evlilik hayatları vardı. Fakat ne yazık ki Virginia Clemm henüz yirmili yaşlarındayken, 1847 Ocak’ında tüberkülozdan hayatını yitirdi. Bundan iki yıl dokuz ay sonra, 7 Ekim 1849’da ise Poe Annabel Lee’nin ruhuyla buluşmak üzere, şiirde sözünü ettiği krallığa doğru yola çıktı.
Annabel Lee, Edgar Allan Poe’nun yazdığı son şiirdir.
Kafiye, Ritim ve Yineleme:
Poe, anlatıcının ve sevgilisinin yaşadığı ilişkinin derinliğini ve inceliğini vurgulayan ses harmonisini yaratmak için üç ‘r’ kullanıyor. (Ryhme: Kafiye, Rhythm: Ritim, Repetition: Yineleme)
Kafiye ve Ritim
Poe, şiirin başından sonuna dek uzun ‘e’ sesini yineliyor. Örneğin, şiirin birinci bölümünün ikinci dizesi deniz (sea); dördüncü dizesi Lee (Lee) ve altıncı dizesi beni (me) ile bitiyor. İkinci ve üçüncü bölüm deniz (sea), Lee (Lee) ve beni (me) örüntüsüyle devam ederken dördüncü bölümde şablon, beni (me), deniz (sea) ve Lee (Lee) biçiminde şekilleniyor. Ayrıca dördüncü bölümün son dizesinde çarpıcı bir kafiye örneği göze çarpıyor: bir gece bulutunun rüzgârından / üşüyüp gitti Annabel Lee (chilling and killing my Annabel Lee)
Ritim ve Yineleme
Poe’nun şiiri uzunlu (9-11 hece) kısalı (6-8 hece) dizelerden meydana geliyor:
It was many and many a year ago, (11 hece) /Evvel evvel zaman önce
In a kingdom by the sea, (7 hece) /Okyanus kıyısındaki bir krallıkta
That a maiden there lived whom you may know (10 hece)/ yaşardı bir bakire, tanırsınız onu
By the name of Annabel Lee (8 hece)/ Annabel Lee ismiyle
And this maiden she lived with no other thought (11 hece)/ ve aklına gelmezdi bakirenin
Than to love and be loved by me. (8 hece) /sevilmek ve sevmekten başka beni
Poe, büyük olasılıkla bu ritmik örüntüyü, şiirde bahsi geçen akıntıların yükseliş ve alçalışlarına işaret etmek için izliyor. Aynı zamanda –deniz kenarındaki krallık ve benim Annabel Lee’im- gibi anahtar sözcükleri pek çok defa yineleyerek akılda kalıcılık yaratırken; yer yer aliterasyona–ünsüz harflerin yinelemesi- (But we loved with a love that was more than love/ aşktan daha öte bir aşk ile âşıktık) ve asonansa (many and many a year ago/evvel evvel zaman önce) başvurarak şiirin ritmini güçlendiriyor.
Sözcük Seçimi:
Poe, kurgusal dünyanın ya da periler ülkesinin atmosferini okura tam anlamıyla yansıtabilmek adına sözcüklerini titizlikle seçiyor. Örneğin, ‘evvel, evvel zaman önce’ ibaresi peri masallarının girişini getiriyor akıllara. Krallık sözcüğü şövalyeler ve romantizmi; Bakire sözcüğü masumiyeti ve Çocuk sözcüğü gençliğin ateşini çağrıştırırken, okur kendini hiç- var olmayan bir ülkede buluyor.
İmge- Karanlık ve Işık: Söz konusu imgeler şiirin bütününe ağırlıklarını veriyor ve şiirin bir diğer güçlü görüntüsünü oluşturuyorlar. Poe, okyanus kıyısındaki krallığın; güneşin iki aşığın üzerine parladığı, aydınlık ve ışıl ışıl bir yer olduğunu ifade ederken, göz alıcı ışığın diğer yüzünde –cennette- en ulu meleklerin genç çifte duydukları kıskançlıkla havayı kararttıklarını ekliyor. Gecenin örtüsü altına gizlenip Annabel Lee’yi dondurup öldürecek bir rüzgâr gönderiyorlar böylelikle. (Üşüdü rüzgârından bir bulutun/ Güzelim Annabel Lee) Fakat anlatıcı, Annabel Lee ile kendi ruhunun bir bütün olduğu, ışığın diğer yüzünde yaşamayı sürdürüyor. Son bölümde Poe, ışık imgesiyle bu noktayı vurguluyor:
Ay gelip ışır hayalin eşirir
Güzelim Annabel Lee;
Bu yıldızlar gözlerin gibi parlar
Güzelim Annabel Lee;Nitekim şairin sevdası, göğün mezarından üzerine parıldayan ay ve yıldıza bürünüyor.
Michael J. Cummings
Çeviren: Hande Karataş
ANNABEL LEE
Seneler, seneler evveldi;
Bir deniz ülkesinde
Yaşayan bir kız vardı,bileceksiniz
İsmi Annabel Lee;
Hiçbir şey düşünmezdi sevilmekten
Sevmekten başka beni.O çocuk ben çocuk,memleketimiz
O deniz ülkesiydi,
Sevdalı değil karasevdalıydık
Ben ve Annabel Lee;
Göklerde uçan melekler bile
Kıskanırdı bizi.Bir gün işte bu yüzden göze geldi,
O deniz ülkesinde,
Üşüdü rüzgarından bir bulutun
Güzelim Annabel Lee;
Götürdüler el üstünde
Koyup gittiler beni,
Mezarı ordadır şimdi,
O deniz ülkesinde.Biz daha bahtiyardık meleklerden
Onlar kıskandı bizi,_
Evet!_bu yüzden (şahidimdir herkes
Ve o deniz ülkesi)
Bir gece bulutun rüzgarından
Üşüdü gitti Annabel Lee.Sevdadan yana ,kim olursa olsun,
Yaşça başca ileri
Geçemezlerdi bizi;
Ne yedi kat gökdeki melekler,
Ne deniz dibi cinleri,
Hiçbiri ayıramaz beni senden
Güzelim Annabel Lee.Ay gelip ışır hayalin eşirir
Güzelim Annabel Lee;
Bu yıldızlar gözlerin gibi parlar
Güzelim Annabel Lee;
Orda gecelerim, uzanır beklerim
Sevgilim,sevgilim,hayatım,gelinim
O azgın sahildeki,
Yattığın yerde seni.Edgar Allan POE
Şiir Çevirisi: Melih Cevdet ANDAY