Bu metin, felsefede metafizik geleneğe dayalı logosentrik yapısalcı yaklaşım karşısında, Derrida’nın yapı-sökümünün, sanat alanında merkeziyetçi ve temsilci yapının kırılmasındaki önemli isimlerden Artaud ile paralelliğine değinerek, felsefe ve sanat (teori ve pratik) arasındaki ilişkiyi hatırlatmaya yöneliktir. Derrida üzerine bir metin pratiği, oldukça ironik bir durumu da beraberinde getirmektedir. Bu ironik durumu, bu çalışma bağlamında destekleyen bir
Kendimi öldürmeden önce bana varoluştan yana güven verilmesini isterim, kuşku duymamak isterim. Yaşam, benim gözümde, olguların belirginliğini ve akılda uyumlu biçimde birleşmelerini onaylamaktan öte bir şey değil. Ben, olguların toplanıp birleştiği zorunlu bir buluşma noktası gibi duymuyorum kendimi artık; şifalı ölüm, doğadan ayırarak iyileştiriyor bizi; ama ya ben, olgulara yol vermeyen acıların ürünüysem? Ben kendimi