Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun altı santim kısaldı, olsa olsa kırk beş kilosun ve hâlâ güzel, çekici, arzu uyandırıcısın. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum. Sadece benimkine değen bedeninin sıcaklığıyla dolan, kahredici bir boşluk taşıyorum göğsümün tam ortasında yeniden.
Gerçekleri ortaya koyarak işe başlayalım: Ben yetmiş dokuz yaşındayım. Hal böyleyken gençlikten söz etmeye beni hangi şeytan dürttü? Üstelik de gençlere gençlikten söz etmek gibi bir şeyi neden dert edindim? Gençlik deneyimlerinden söz etmesi gerekenler aslında gençler değil midir? Hayatın tehlikelerini bilen, gençlere böyle bir dünya bırakırken kendilerini korumalarını ve sakin kalmalarını öğütleyen yaşlı biri

Alain Badiou: Aşka Övgü

“İki insanın ‘aşk’ sözcüğünü kullanma hakkı bulduğu onurlu ilişkiler bir süreçtir; narin, sert ve çoğunlukla bu ilişki içinde yer alan kişiler için korkunç. Birbirleriyle paylaşabilecekleri gerçeklerin saflaştığı bir süreç” diye yazmıştı Adrienne Rich. Gerçeklerin karşılıklı bir biçimde saflaştırıldığı, insan bilincinin sınırlarını aşan bu girdap, Fransız filozof Alain Badiou‘ın (d. 17 Ocak, 1937) Aşka Övgü –yararlı