Fotoğrafın doğuşu, evrimi ve Lewis Carroll ile hor görmenin, dahası fedakârlığın bağlantısı.
1872 yılında, Türlerin Kökeni adlı kitabından on üç yıl sonra Charles Darwin, fotoğrafik illüstrasyonlar kullanan ilk bilimsel metinlerden birisi olan İnsan ve Hayvanlarda Duyguların İfadesi isimli kitabını yayınladı. Kitabın kendisi her ne kadar zorlukla çığır açmış olsa da – on yıl öncesinde insanların yüzlerini, onların içsel durumlarını keşfetmek için bir harita olarak ele alıp elektrotları kullanan ve Mécanisme de la Physionomie Humaine (İnsan Fizyonomisinin Mekanizması) isimli kitabı yayınlamış olan Fransız nörolog Guillaume-Benjamin Duchenne‘in bir araştırmasına dayanıyor. Darwin’in kitabı yalnızca psikolojiye bir katkı olarak değil, aynı zamanda Alis Harikalar Diyarında ile birlikte kitap illüstrasyonu tarihinde çok önemli bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor.
(Bir asırdan daha fazla bir zaman sonra, psikolog Paul Ekman, kendisinin – mikro yüz ifadelerini temel alan, kodlanmış bir insan duygularını okuma yaklaşımı olan – Yüz Hareketlerini Kodlama Sistemi (FACS) için Darwin ve Duchenne’in araştırmasını kullandı.)
Darwin’in bilimin birçok alanına – evrimden jeolojiye ve bitkibilime – olan katkısı zaten biliniyor fakat şimdi görüyoruz ki kendisi aynı zamanda görsel kültür tarihinde de yeni ufuklar açan bir figürmüş. Fotoğraf (sergi) düzenleyicisi olan Phillip Prodger, Darwin’s Camera: Art and Photography in the Theory of Evolution (Darwin’in Kamerası: Evrim Teorisinde Sanat ve Fotoğraf) isimli kitabında Darwin’in yalnızca bilimin seyrini değil aynı zamanda görüntülerin nasıl göründüğünü ve yaratıldığını da değiştirmiş olmasının dikkat çekici hikâyesini anlatıyor.
Progder, Darwin’in insanları bir duygunun görsel açıdan en canlı hallerinde yakalama macerasının izlerini sürüyor – fotoğrafçılığın hem yavaş hem de çok sıkıntılı olduğu bir dönem için bu çok da kolay bir iş değildi. Darwin sayısız galeri, kitap evleri ve fotoğraf stüdyosu gezdikten sonra, sonunda tuhaf bir sanat fotoğrafçısı olan Oscar Rejlander’ı bulmuştu. Rejlander kendi çapında bir yaratıcı tarih deviydi ve Darwin de onu kendisinin çalışmak istediği duygusal ifadeleri yakalaması için işe aldı.
İlk başta fotoğraflar baskılar ve çizimlerle tamamen aynı şekilde değerlendiriliyordu. Onlara uygulanan standartlar – akla yatkınlık, otorite, yetenek ve ikna edicilik – eşit şekilde fotoğraflara da uygulanıyordu. Fakat fotoğrafik teknoloji hızla gelişti… Bunun gerçekleşmesi ortalama elli yıl sürdü, fakat 1800lerin ikinci yarısında fotoğrafçılık, geleneksel çizimlerin ve baskı resimlerin geçemediği bölgeye geçti. Gözün görüyor olduğundan daha hızlı bir şekilde fotoğraf çekebilmeye başladığı anda; bilimsel bütünlük ölçülerini de etkilemeye başladı.
Phillip Prodger
İlginç olan şey, Darwin’in dikkat çekici olan disiplinler arası merakı – tümleşik yaratıcılığın anahtarı olan bir özellik. Resmi olarak hiç sanat çalışmamış olsa bile, Darwin’in sanat alanına aktif bir ilgisi vardı, sanat tarihi kitapları okuyor, sanat müzelerini geziyor ve HMS Beagle seyahatinde sanatçılarla tanışıyordu. Nihayetinde, bu sanat duyarlılığı çalışmalarına da sızmıştı. Prodger, Darwin’in birçok arkadaşlığını da yakından inceliyor – Lewis Carroll, ikonik fotoğrafçı Julia Margaret Cameron, meşhur hayvan ressamları Joseph Wolf ve Briton Riviere, heykeltıraş Thomas Woolner ve daha fazlası.
Fotoğrafik illüzyon belirsiz bir süreçti. Çünkü kitaplarda fotoğraf kullanımı için önceden belirlenmiş kurallar yoktu, Darwin onları yaratma girişiminde bulunmuştu. Bilimsel illüstrasyonun baskı resim tekniğinin baskınlığı ile yönetildiği bir dönemde çalışarak, Darwin resim yapımında otorite ve doğruluk konusunda hüküm süren görüşleri benimsedi. Bu bağlamda Darwin değişken bir figürdü; bir ayağı kararlı bir şekilde geçmişe – bildiği ve hayran kaldığı kitaplardan öğrendiği derslere – basıyorken, diğer ayağı da fotoğraf alanında fark etmiş olduğu müthiş bir güç ile geleceğe basıyordu.
Phillip Prodger
Darwin Projesi’ndeki araştırmacılar – Darwin’in mirasını sayısallaştırmak için oluşturulan iddialı bir girişim olarak ve 7 önemli dijital insanlık projelerine güzel bir ek olarak – insanlardan Darwin’in görsellerinin taşıdığı duyguyu adlandırmalarını isteyerek, Darwin’in duygular üzerine deneyini insanlara sunuyor ve tepkilerini alıyorlar. Bu deney 11 görsel içeriyor ve neredeyse bir dakikada tamamlanabiliyor – bir deneyin.
Dikkatli bir şekilde araştırılmış ve ikna edici bir şekilde yazılmış olan Darwin’in Kamerası, tarih, psikoloji ve sanat alanlarının kesişme noktasında bulunan görsel kültürün evriminde gerekli olan bir bağlantı sağlıyor.
Maria Popova
Çeviren: Gözde Zülal Solak (tabutmag)