Annie Leibovitz (d. 2 Ekim 1949; Waterbury, Connecticut) ABD’li portre fotoğrafçısı. Altı çocuklu bir ailenin kızı olarak babasının orduda yarbay olması nedeniyle askeri üsde doğdu. Annesi modern dans hocasıydı. Lisedeyken sanatın çeşitli branşlarına ilgi duydu ve ilgilendi. İlk olarak müzik üzerine yoğunlaştı. San Francisco Art Institute’ne (San Francisco Sanat Enstitüsü) kaydoldu. Japonya’daki ailesine ziyarete gittiğinde
Alfred Eisenstaedt (6 Aralık 1898 – 24 Ağustos 1995), Alman asıllı ABD’li fotoğrafçı. 1930’lardan başlayarak dönemini bütün canlılığıyla belgeleyen ve pek çok yayın organında yer alan fotoğraflarıyla tanınmıştır. I. Dünya Savaşı’nda 1916’dan 1918’e değin Alman ordusunda görev yaptı; bacaklarından yaralandı. Büyük bir tutkuyla amatör fotoğrafçılıkla uğraşmaya başladı. 1929’da profesyonel olmaya karar verdi ve Almanya’da 1920’lerle
Alfred Eisenstaedt (6 Aralık 1898 – 24 Ağustos 1995), Alman asıllı ABD’li fotoğrafçı. 1930’lardan başlayarak dönemini bütün canlılığıyla belgeleyen ve pek çok yayın organında yer alan fotoğraflarıyla tanınmıştır. I. Dünya Savaşı’nda 1916’dan 1918’e değin Alman ordusunda görev yaptı; bacaklarından yaralandı. Büyük bir tutkuyla amatör fotoğrafçılıkla uğraşmaya başladı. 1929’da profesyonel olmaya karar verdi ve Almanya’da 1920’lerle
“İnsan, öleceğinibile bilenasıl yaşar? Ya çıldırırya da öleceğiniunutur…” Nazım Hikmet

Ece Ayhan’dan İlhan Berk’e

“Her alanda derin yanlışlık var. (Sözgelimi, düşünüyorum, İstanbul’daki üç fırsatçı ‘yaratık’ aşağı yukarı biliyorum ki ‘aman canım, söyler söyler durur, biz dalgamıza bakalım, koskoca toplum, herkesin de kendi sorunu var üstelik, sonra gerçekleri söyleyen kişiye ameliyatlar geçirmiştir deriz olur biter’) diyebilirler. Acaba kazın ayağı böyle midir? Bir adam kafaca üşütmüş olsa bile, dolaylı yoldan da

José Saramago, Körlük

“Bir sürü bilinçdışı öğenin saldırısına uğrayan, bir o kadar da başka öğenin yok sayıldığı ahlak bilinci, varolan, her zaman da varolagelmiş bir niteliktir; Dördüncü Zaman filozoflarının, ruh denen şeyin henüz basit, belirsiz bir taslak olduğu sıralarda icat ettiği bir şey değildir. Birlikte yaşamanın getirdiği etkinlikleri ve genetik değişmeleri bir yana bırakacak olursak, bilincimizi giderek damarlarımızda

Ergin Günçe

“Kalbim bir dar sokaktır ve tehlikeliBen geçtim hayatım geride kaldıHer dakka birini vurabilirimHer dakka biri vurabilir beni” Ergin Günçe

Maksim Gorki, Ana

“Nasıl oldu, ben de anlamadım. Çocukluğumda herkesten korkardım. Büyüyünce herkesten nefret etmeye başladım. Kimine alçaklığından, kimine bilmem neden ötürü. Ama, şimdi öyle değil. Onlara acıyorum, sanırım. Nasıl oldu, bilmem; insanlarla ilgili bir gerçeğin varlığını, ve yaşamlarındaki olumsuzluklardan sorumlu olmadıklarını öğrenince, yumuşadım.” — Maksim Gorki, Ana

Cahit Zarifoğlu, Ağartı

“Noktanın sonuna kadarBir sinir bir can yanmasıylaBir parçamıBir demir mengeneyeKoyup sıkmak istiyorum mu nedirDilimi Bir acı mı ne gerekÖyle uykum var kiÖyle istiyorum ki..…Durup gelmeyinceMorfin gibi arıyorum direnmeniİğne üzerinde yüzün gelipKuşatmıştı beniAma düşündükçe korkmakYüzünle geldiğini Ve bunları elbette çabucak geçelim sevgilim” — Cahit Zarifoğlu | Ağartı