— Hissettiğim, şeytânî değil. Hastalandığından ve ona her şeyi anlattığımdan beri, hissettiğim, rahatlamak. Garip değil mi?
— Anlattıkların bana çocukluğumu hatırlatıyor. Babam bir taştan bahsederdi. Efsanevî ve sihirli bir taş. Derdi ki: ‘O taşı bulursan, ona sırlarının verdiği ıstırabı anlat. Taş seni dinler. Başkalarına anlatmaya cesaret edemediğin ne varsa, taşa söyle, onunla konuş. O bütün sırlarını dinler. Bunun anlamı çok büyüktür. Ama bir gün taş kırılıp parçalara ayrılırsa işte o gün yaratıcılığın serbest kalır ve ıstıraplarından kurtulursun.
— Adı ne onun?
— Taşın mı? Sabır taşı.
— Sabır taşı…