tabutmag

  • Forum
  • Edebiyat
  • Görsel Sanatlar
  • Sinema
  • Müzik
  • Tiyatro
  • Diğer Şeyler
  • Arka Oda
    • Siparişler
    • İndirmeler
    • Adres
    • Hesap Detayları
  • No products in cart.

Anthony Burgess; “Küçük bir çocukken müziğe âşık olduğu büyülü an” üzerine

13 Şubat 2020, Perşembe / Published in Müzik

Anthony Burgess; “Küçük bir çocukken müziğe âşık olduğu büyülü an” üzerine

“Herkes için bir ilk vardır. Duyguları zenginleştiren bir an… Kelimelerle ifade edilemeyen gerçekliklerin ve güzel teriminin barındırdığı anlamın bir anlık fark edilmesi.”

Nietzsche, müziğin eşsiz gücü üzerine düşüncelerine ifade ederken şöyle demişti; “müziksiz bir yaşam, bir yanılgı olurdu.” Edna St. Vincent Millay bir arkadaşına yazdığı mektubuna “müzik olmasaydı ölmeyi dilerdim” yazmıştı. Oliver Sacks ise müziğin paradoksal gücünü incelerken, “müzik, kalbi direkt olarak delip geçebilir; derin düşüncelere ihtiyacı yoktur” demişti.

Edebiyat alanında müziği büyük bir şevkle seven insanlar arasında yazar, denemeci, tercüman ve besteci olan Anthony Burgess de (25 Şubat, 1917 – 22 Kasım, 1993) bulunuyor. Yaşamı boyunca – klasik distopya hicvi olan ve daha sonra Kubrick tarafından filme uyarlanmış olan Otomatik Portakal da dâhil olmak üzere – on beşten fazla kitaba yazarlık yapmış olsa da, müziği daima yaşamının en büyük yaratıcı tutkusu olarak varsaydı. 1982 yılında This Man and Music (Bu Adam ve Müzik) adlı, kısmen anı yazısı, kısmen estetik bir araştırma ve kısmen de insan yaşamında müziğin anlamı üzerine felsefi bir inceleme olan eseri kaleme aldı.

Peter Johns tarafından, Anthony Burgess / The Guardian

Kitap, ürkütücü bir anlatımla başlıyor:

1917 yılında Manchester’da doğdum, babam Pay Corps’da çalışıyordu. Ben on sekiz aylıkken, Preston’daki kışlasından bir günlük izin alarak geldiğinde, annemin ve altı yaşındaki kız kardeşimin İspanyol gribinden öldüğünü ve benim de bebek karyolası içinde sessizce güldüğümü görmüştü.

Bu şekillendiren karanlığın ortasında genç Anthony kendi ışık kaynağını müziğin içerisinde bulmuştu – her ne kadar, ilk başlarda bunu umursamasa da.

Burgess küçük bir çocukken, babası ve üvey annesi ile birlikte bir içki mağazasının üzerinde yaşarken, müziğin berrak üstünlüğü ile kurduğu ilişkinin ilk anını hatırlıyor. Genç bir çocuk olarak onu kuvvetlendiren; heyecanlandırıcı ve yaratıcı bir haylazlık tarafından sağlamlaştırılmış bir an. Ayrıca bu anın gerçekleşmesi; günümüzdeki bilgisayar korsanlığının ve yapıcı kültürün ani artışından neredeyse bir asır öncesine – ailevi kontrolleri atlatmak amacıyla kristal radyo alıcısı üretme çözümünün ortaya çıktığı döneme denk geliyor:

Beş düğmeli bir radyomuz vardı ve ondan, alabildiğim tüm saçmalıkları alıyordum. Fakat gece geç saatlerde çalan dans müziğini dinleme iznim yoktu. Ben de tavan arasındaki yatak odamda bobin, çeşitli kapasitörler, kulaklıklar, kedi tüyleri ve zımpara piritlerini bir araya getirerek kendi radyomu ürettim. Fakat gerçekten, kristal bir setten gelen radyo sesine benzeyen başka hiçbir ses yoktur. Bir Cumartesi akşamüstü, futbol sahasında olmam gerekirken, kristalime kedi tüyüyle dokundum; Jack Payen ve onun BBC Dans Orkestrasını arıyordum. Onun yerine içerisinde öksürme sesleri bulunan bir sessizliği dinledim, daha sonra muhteşem bir flüt solosunun sesini duydum; dolambaçlı, egzotik, erotik. Büyülenmiştim. Kadife teller, çarpıcı klarnetler, harpler, kornalar, antik çalgı zilleri, flüt, her şeyden önce flüt. Açılışta çalan flüt temasından sekiz dakika sonra sunucu bana Claude Debussy’nin L’Aprés-midi d’un Faune adlı eserini dinlediğimi söyledi.



Patti Smith, James Baldwin, Virginia Woolf, Pablo Neruda ve Albert Einstein dâhil olmak üzere birçok büyük sanatçının, özellikle de çocukluk dönemlerinde tecrübe ettiği aydınlanma anlarını doğrulayan bir düşüncesinde Burgess şunu ekliyor:

Herkes için bir ilk vardır. Duyguları zenginleştiren bir an… Kelimelerle ifade edilemeyen gerçekliklerin ve güzel teriminin barındırdığı anlamın bir anlık fark edilmesi.

Nobel ödülü kabul konuşmasında Saul Bellow şöyle demişti; “bu dünyanın görünen gerçekliklerine… Yalnızca sanat nüfuz edebilir” ve “gözden kaybettiğimiz, hakiki, başka bir gerçeklik vardır [ve] bu diğer gerçeklik bize her zaman ipuçları gönderir, bu ipuçlarını da sanat olmadan alamayız.” Ve bu düşünceleri ifade ederken, duyguları zenginleştiren o anları da aklında tutuyordu.

Burgess’in This Man and Music (Bu Adam ve Müzik) adlı kitabı melodinin mekaniğini, Shakespeare’in müzik dilini nasıl aydınlattığını, sanatı tecrübe edişimizin mekânsal ve geçici boyutlarını ve daha fazlasını inceliyor. Bunun devamında müzik nasıl dinlenir konusu üzerine 7 önemli beceri için klasik ve muhteşem rehberini okuyabilirsiniz.


Brain Pickigns by Maria Popova
Çeviren: Gözde Zülal Solak (tabutmag)

Tagged under: Anthony Burgess

What you can read next

Aşık Veysel’in İstanbul’daki telif macerası
Igor Stravinsky, Altı Derste Müziğin Poetikası
My Father’s Father -The Civil Wars
Abone Olun
Giriş
Bildir
guest
guest
0 Yorum
Satır içi geri bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
  • Meşe Odununun Kokusu1 Kasım 2025
  • Marguerite Duras: Bir karasineğin yaşamının son dakikaları29 Eylül 2025
  • Aziz Nesin — Kan Yüzüğü27 Eylül 2025
  • C. G. Jung: Geçmişe Bakış17 Ağustos 2025
  • Tarkovski İtalya’da: “Kimseye Başkasının Kültürünü Öğretemezsiniz”18 Şubat 2025

Kurumsal

Hakkımızda

Künye

Ekibimiz

Yardım

Havale - EFT Bildirimi

Reklam / İş birliği

İletişim

Kategoriler

Edebiyat

Görsel Sanatlar

Sinema

Müzik

Tiyatro

Diğer Şeyler

Yayınlar

Video —yakında!

Ses —yakında!

Podcast —yakında!

Dükkan

Dergi —Gazete

İmzalı Kitaplar

Posterler

Diğer Ürünler

Metin ve görsellerin tamamı, (illustrasyon ve tasarımlar) kaynak gösterilse dahi başka alanlarda kullanılamaz, kopyalanamaz. Yalnızca söz konusu çevirinin ya da taramaların bir kısmını kopyalayabilir ve çevirinin ya da taramanın olduğu sayfaya geri bildirimde bulunabilirsiniz. Tüm soru ve düşünceleriniz için iletişim sayfalarımızdan bizlere ulaşabilirsiniz.

Made with ♥ by TBTCREATIVE © 2024 tabutmag.com

TOP wpDiscuz