Adrienne Rich mümkün olanın sanatı hakkında “şiir kendi yolunu gerçekliğin görünmez boşluklarında bulur” diye yazıyordu. Hiçbir şey gerçekliği görünmez ve güçlü bir şekilde yırtıp geçmede aşktan daha kuvvetli değildir ve hiçbir şey esrimiş söküğü dikmekte Anne Sexton’ın 1969 tarihli -Sexton’ın ‘dokunuşun… fiziksel ve duygusal dokunuşun kutlaması olarak tanımladığı ve Pulitzer ödülünü aldıktan iki yıl sonra yayınladığı- aşk şiirlerinden daha yetkin değildir.
Denise Levertov’un şiirlerini görselleştiren çok yetenekli ve anlayışlı sanatçı ve müzisyen Ohara Hale’den bir kez daha benimle çalışmasını ve Anne Sexton’ın -kendi seslendirdiğim- “Bir Leydi İçin Şarkı” isimli şiirini hayata getirmesini rica ettim. Bu şiir, iki kadın arasındaki aşkı anlatan en büyüleyici ve güzel şiirlerden bir tanesi.
Hale’in Symmetrics projesinden orijinal bir müziği de içeren bu animasyonu başlı başına bir şiir olmuş.
“Bir Leydi İçin Şarkı”
Göğüslerin ve ufak kalçaların gününde
pencere titriyordu kötü bir yağmurla
bir papaz gibi çıkıp gelen yağmurla
birleştik, aklımız başımızda ve aklımızı kaybedercesine
kaşıklar gibi uzanıyoruz uğursuz yağmur düşerken
dudaklarımıza bir sinek gibi
ve hoşnut gözlerimize, minik kalçalarımıza“Yağmurluyken bu oda çok soğuk” demiştin sen
ve sen, kadınsı sen çiçeğinle
ibadet ederken bileklerime ve dirseklerime
Ulusal bir mahsul ve güçsün sen.
Ah benim kuğum, kölem, benim yünden gülüm
bir noter tarafından bile onaylanabilirdi yatağımız
sen beni yoğururken ve ben bir ekmek olurken
Hale’nin açıların hipnotizmasına dayalı olan konsepti efsanevi nörolog Oliver Sacks’in ve kör insanların dünyayı nasıl algıladığına dair çalışmasından esinlenmiştir – bir köpek farklı açılardan bakıldığında yalnızca tek bir köpek olarak değil birden çok köpek olarak algılanır. Pek çok açı görsel olarak köpek şekline sahip olmasa da, hala köpek algısını yaratır.
Hale, Sexton animasyonuna yerleştirdiği bu çarpıcı fenomeni şöyle açıklıyor:
Köpek adı verilen belli belirsiz bir şeklin fikri hoşuma gidiyor. Köpeğe benzemiyor ama yine de o bir köpek. Daha yakından bakarsanız, önünüzde duran şeye dair tahminleriniz değişiklik gösterebilir.
Her kare benim için bir sanat çalışması. En sevdiğim kareler ise, söz konusu nesnenin görünmez, belirsiz şekli; ancak yine de o nesne olan kareler.
Bu animasyonda bir kuğunun farklı açılarına yavaşça göz atıyoruz. Bazen, onu fark edebilir ve bazen fark edemeyebilirsiniz.
Kuğu, tabi ki, bu şiirin nesnesi. Bir şeyi gerçekten sevmek, onu tüm açılardan sevmeyi gerektirir – çekici ve çekici olmayan yanlarını, tanıdık ve tanıdık olmayan yanlarını, içini ve dışını. Bir şeyi bütünüyle sevmek her açıyı anlamak ve takdir etmektir.
Benim için bu animasyon, aşkın bir örneği, aşkın bir deneyimi, aşkın başka bir açısı. Bir açıya sahip olduğunuzda, pek çok kapı size açılacaktır.
Maria Popova
Çev: Hande Karataş