Tezer Özlü: Yaşamın Ucuna Yolculuk (14-16)
08 Ekim 2020, Perşembe
“Acımın derinliğinde, benim için artakalan hiçbir şey yok.Yalnızlığımı algılamanın gururu bile.” O zamanlar gençtim. Gençlik denen olguya inanıyordum. Mutlu ve mutsuzdum. Gezdiğim, dolaştığım tüm kentlerde onu taşıdım sokaklarda, alanlarda, kahvelerde, yapıların içinde, merdivenlerde, gölgelerde ve yağmurda ve rüzgarda ve parlak güneş ışığında ya da soğuk güneş altında. Onu taşıdım ve gözetledim. Onu kahvelerde, masalara oturttum.
- Published in Edebiyat
No Comments
Tezer Özlü: “Burası bizim yurdumuz değil ki, burası bizi öldürmek isteyenlerin yurdu!”
03 Haziran 2020, Çarşamba
1 Mayıs 1977. Kendimi bildim bileli örgütlerimin katıldığı bütün özgürlükçü eylemlere katılırım. O gün de “Türkiye Yazarlar Sendikası” saflarındayım. Görkemli bir işçi bayramı kutlaması sona ermek üzere. Sıra Kemal Türkler’in konuşmasına gelmiş. Güler Yücel’le saflarımızı bırakıp Cafe Bulvar’a giriyoruz. Orada başka arkadaşlar da var. Anımsadığım kadarıyla, Mustafa Kemal ve Tektaş Ağaoğlu, Kıvanç Ertop, Ela Güntekin,
- Published in Diğer şeyler, Edebiyat
Tezer Özlü: “Kafka ile yaşamak”
12 Eylül 2015, Cumartesi
Yaşam insanın yaşantı aradığı değil, kendi kendini aradığı bir olgudur. Cesare Pavese Kafka için birkaç tümce söylemek isterken, neden Pavese? Ama Kafka’nın kendi kendini arayışı, tüm insan örgütü içinde bireyin kendini arayışına en büyük, en zengin kaynak. Sanırım Kafka’yı ilk kez Değişim öyküsü ile okudum. On beş yaşlarımda. Her böceğin daha önce insan olduğunu düşünecek
- Published in Edebiyat
Tezer Özlü: “Yaşamla ve ölümle hesaplaşmak için yazıyorum”
01 Eylül 2015, Salı
“Ben bu coşkulu havaya gene biraz melankoli getirmek zorunda kalacağım. Onun için hepinizden özür dilerim. Batı kültürü ve batının bizi nasıl etkilediği seminer konusu kapsamında olduğundan. İlkin biraz buna değineyim. Her zaman olduğu gibi gene çok bireyci davranacağım. Başka türlüsü elimden gelmiyor. Toplumun oluşumunda en çok bireyin varlığına önem veren bir bireyciyim. Okumayı dört yılda
- Published in Edebiyat
Hayatın Tezer Eşiği
21 Temmuz 2013, Pazar
Memleketin tuhaf günlerinden biriydi yine. Adliye içerisinde tutuklanan avukatlara destek eylemi yapan avukatlar derdest edilmiş, Sinop’ta barış konuşmaya giden BDP’li milletvekilleri linç edilmek istenmişti. Aynı saatlerde İmralı’ya hangi heyetin gönderileceği konuşuluyordu bir de. Barış kararlılıkları, büyük cümleler… Sinop’ta cam çerçeve kıran taşlar ve yanıcı maddeler eşliğinde atılan sloganlara kulak kabarttım: “Ermeni soyları, Sinop’tan defolun!” “Hah”
- Published in Edebiyat
- 1
- 2