Herhangi bir şey,
sevgi olmadan yapılacak evliliğe tercih edilebilir.
“Ne isteyeceğimizi asla bilemeyiz.” der Milan Kundera yaşam ve sevginin esas ikilemini düşünürken. Ne istediğimiz ikilemi insan olmanın belirleyici özelliklerinden biri ve fikir değiştirmenin rahatsız ediciği lükslüğü yaşamın en temel sanatlarından olabilir, ama kararsızlığımızın getirdiği en büyük felaketlerin konusu aşktır.
Bu yaygın tehlikeyi idare etmenin yolunu Jane Austen (16 Aralık 1775 – 18 Temmuz 1817) neredeyse bir kardeş gibi gördüğü yeğeni Fanny Catherine Knight’la yazışmalarında değinir.
Gurur ve Önyargı’nın basımından kısa bir süre sonra yazılan ve Jane Austen’in Mektupları -ünlü yazarın diğer yeğeni Anna’ya yazarlık konusunda tavsiye verdiği cilt- arasında bulunan bir dizi mektupta 21 yaşındaki Fanny’ye, genç kadını önce aşık edip, daha sonra inancını yitirmesine sebep olmuş ve en sonunda hisleri konusunda tamamen kafasını karıştırmış olan “Bay A.” konusunda tavsiye verir.
Fanny’nin daha önce delicesine aşık olduğu talibine ilgisini oldukça hızlı bir şekilde kaybettiğini duyduktan sonra, Austen der ki:
İlk başta kesinlikle bir hayli şaşırmıştım, hislerinde herhangi bir değişiklik olmasını beklemiyordum, ve aşık olmadığını söylerken içimde tereddüt yok. Sevgili Fanny, bu düşünceye gülmeye hazırım ancak seni hislerin hakkında bu kadar yanıltmak şakaya gelir iş değil. Ve bütün kalbimle söylüyorum ki, keşke benle ilk konuştuğunda bu konuda seni uyarsaydım; ama o zaman aşık olduğunu düşünmemiş olsam da mutluluğun için yeterli derecede bağlandığını ve bu bağlılığın zamanla artacağını, ve Londra’da beraber geçirdiğimiz süre zarfında gerçekten aşık olduğunu düşünmüştüm. Ama değilsin -bunu gizlemiyorsun da!
Aşkın en şaşırtıcı kısmını -hüsranı tatmin edici bulma eğilimimiz ve sonucunda ortaya çıkan aşkın çelişkili itme ve çekmesi- göz önünde tutarak Austen hayret eder:
Ne garip yaratıklarız! Görünen o ki onu güvenceye alman seni ilgisizleştirdi… Hal böyle iken, neticede, hislerindeki değişimin bu kadar büyük olmasına şaşırdım. Adam her zamanki gibi, sadece sana olan bağlılığı daha açık ve devamlı. Tek fark bu. Bunun açıklamasını nasıl yapmalıyız?
12 yıl önce, Austen de benzer bir fikir değişikliği geçirmişti -Harris Bigg- Wither adındaki alımsız ve nezaketsiz ancak eğitimli ve finansal açıdan güvenceli bir adam tarafından yapılan, aldığı bilinen tek evlilik teklifini başta kabul etmiş, ertesi sabah ise bu mantıklı evliliğin aşkın yerini dolduracak yeterlilikte olmadığına karar vererek rızasını geri çekmişti. Belki de bu tecrübesinden dolayı, Fanny’ye bir çeşit uyarıda bulunur:
Her an farklı duygular içerisindeyim, ve sana yardım edecek tek bir tavsiyede bile bulunamayabilirim. Bir cümlede yakınıp diğerinde gülebilirim, ama bu mektuptan alınmaya değer hiçbir fikir veya öğüt çıkmayacağına eminim.
Yine de, hemen fikrini tekrar değiştirir ve açıkça inatçı bir şekilde nasihat verir:
Ah, canım Fanny! Senin hatan binlerce kadının yaptığı bir hata. O kendini sana bağlayan ilk genç adamdı. Cazibesi buydu, cazibelerin en güçlüsü. Ancak, seninle aynı hatayı yapan birçok insan arasında, pişmanlık duymak için bu kadar az sebebi olanların sayısı azdır; karakteri ve bağlılığı sana utanacak bir şey vermez.
İlk başta Fanny’ye aşık olmadığını garanti eden Austen tekrar duruş değiştirir ve Bay A. için bir açıklama yapar:
Genel olarak, ne yapılması gerekir? Beğendiğin başka birisi yok. Hayattaki durumu, ailesi, arkadaşları, ve her şeyin üstünde, karakteri, eşine az rastlanır samimi ruhu, sıkı ilkeleri, adil görüşleri, iyi huyları, değerlendirmesini çok iyi bildiğin tüm bu şeyler, asıl önemli olanlar gerçekten bunlar -bu bir çeşit onu savunuyor. Üstün yeteneklerinden de şüphen olmasın, Üniversitede kendini kanıtladı…
Ah, canım Fanny! Onun hakkında ne kadar yazarsam hislerim o kadar samimi oluyor. -böyle bir genç adamın, ve senin ona yeniden aşık oluşunun değerini daha güçlü hissediyorum. Bunu tümüyle tavsiye ediyorum.
Bir buçuk asır sonra Joseph Campbell’in mükemmeliyetçiliğin sevgiyi öldüreceğini söylediği yazısında yankılayacağı bir duyarlılıkla ekler Austen:
Dünyada belki binde bir tanedir senin ve benim mükemmel olarak göreceğimiz, zarafet ve ruhun bir olduğu, tavrının kalbine eş olduğu insanlar; ama böyle bir insan senin karşına çıkmayabilir, veya çıkarsa da, servetli bir adamın en büyük oğlu, özel bir arkadaşının yakını, veya kendi ülkenin bir evladı olmayabilir.
Düşün bunları Fanny. Bay A. tek bir insanda sık göremeyeceğimiz avantajlara sahip. Tek hatası, doğrusu, alçak gönüllülüğü gibi görünüyor. Eğer daha az alçak gönüllü olsaydı, daha uyumlu olurdu, daha yüksek sesle konuşurdu ve daha cüretkar görünürdü; tek kusuru alçak gönüllülük olan bir karakter hoş değil midir? Senle zaman geçirdikçe senin gibi daha da neşeli biri olacağından şüphem yok; sana ait olursa senin huylarını kapar.
Austen Fanny’ye bu çeşit durumlarda uygulanabilecek tek namuslu eylemi seçmesini tavsiye eder -duygularını açığa kavuşturup, eğer aşkın tohumunu bulamazsa, karşı tarafa ilginin karşılıklı olmadığını açık ama kibar bir şekilde bildirmek. Bu yakın zamanda düş kırıklığından dolayı acı verebilir ancak uzun vadede karşı tarafı kandırmaktan daha merhametli ve soylu bir davranıştır. Austen der ki:
Ve şimdi, Fanny, sorunun bir tarafı hakkında bu kadar yazmışken, dönüp senden kendini daha fazla adamamanı, ve gerçekten sevmiyorsan kabul etmeyi düşünmemeni rica edeceğim. Herhangi bir şey, sevgi olmadan evlenmeye tercih edilebilir; ve eğer tavırlarındaki eksiklikler vesaire senin gözüne bütün bu iyi yanlarından daha çok batıyorsa, o zaman hemen vazgeç. Durum şu an bu iki seçenekten birinde karar vermen gereken bir noktada -ya şimdiye kadar olduğu gibi devam etmesine izin ver, ya da beraberken öyle bir soğuklukla davran ki kendini kandırdığına inansın. Uzun bir süre acı çekeceğinden şüphem yok -senden vazgeçmesi gerektiğini düşünürse; ama bu benim inancım değil, senin de farkında olduğun gibi, bu çeşit hüsranlar herkesi öldürür.
Ancak ay sonunda, Fanny daha da kararsızlaşmıştır. Konudaki son mektubunda, Austen bir kez daha yön değiştirir ve genç kadını bağımsızlığını sevmediği ve dengi olmayan biri için feda etmemeye teşvik eder:
Beni kötü huylu biri olarak düşüneceksin, belki; son mektubumda onun lehine konuşuyordum, ve şimdi öbür tarafa yöneldim, ama engel olamıyorum; şu an senin onunla nişanlanmandan doğabilecek kötülük -sözde veya akılda- beni her şeyden daha çok etkiliyor. Ne kadar az genç adam tanıdığını, sevmeye ne kadar meyilli olduğunu (evet, hala oldukça meyilli olduğunu düşünüyorum) ve önündeki altı veya yedi yılın ne kadar cazibe dolu olacağını (hayatta en güçlü bağların kurulduğu dönemdir) düşününce, bu soğuk hislerinle kendini ona adamanı dileyemem. Ona denk bir adama bir daha bağlanamayabileceğin çok doğru; ama eğer başka bir adam seni daha çok etkileme gücüne sahipse, senin gözünde o mükemmel olacak. Geçmiş duygularını yeniden canlandırman ve tarafsız azminle şimdiye kadar olduğu gibi devam etmen beni çok mutlu eder, ancak bunu beklemiyorum; ve bu olmadan da zincirlenmeni dileyemem.
Fanny, Austen’in ömründe Bay A, veya herhangi bir başkasıyla evlenmedi. Belki de Steinbeck 130 yıl sonra, ergenlik dönemindeki oğluna aşk konusunda tavsiye verirken, bunu en iyi şekilde dile getirmiştir: “Eğer doğruysa, gerçekleşir – önemli olan acele etmemek. İyi olan hiçbir şey kaçmaz.”
Maria Popova
Çeviren: tabutmag