Clark Gable namında bir Amerikan artisti vardı bizim zamanımızda. Bildiniz mi? Evet, adını duymuşsunuzdur, işte o. Tıpkı işte bu artist gibi rol kesmeye Klark çekmek tabir olunur. Ama bunun bir usulü var, gayetle hüner ister.
Mesela, bir kadını gözünüze kestirdiniz farzedelim. Bir fırsatını bulup kadının karşısına geçeceksiniz, kaşınızın birini yukarı, ama ta yukarı kaldıracaksınız. bu sırada alnınız da kırış kırış kırışacak. Ne kadar kaşınızı yukarı kaldırırsanız o kadar makbul kadınların gözünde. Ondan sonra efendime söyliyeyim, sol elinizde de bir sigara olacak. Kadının göz bebeklerinin tahlifine keskin keskin bakacaksınız.
Baktınız mı baktınız, ondan sonra arada bir de gözlerinizi baygın baygın süzerek, sigarayı gayet raconlu bir şekilde ağzınıza götürüp, içinize derin bir nefes çektikten sonra, dudaklarınızı yuvarlaştırıp hafif hafif sigaranın dumanını, dumanlar karşınızdaki kadını yanaklarını okşayacak surette üfleyeceksiniz. sigara dumanları havada halkalar yaptı mı, bu en iyisi.
Ondan sonra efendim, bakışlarınızı kadının göz bebeklerinden hiç ayırmadan, tekrar sigara dumanını derin derin içinize çekeceksiniz, ama öyle derin çekeceksiniz ki kadın kendini sigara dumanıyla birlikte içinize süzülüp akıyor zannedecek; maharet işte burada. İki üç kere böyle sigara çekip duman saldıktan sonra yavaş yavaş kadın da kıvama gelir. Geldi mi geldi, artık tamam. Sanki hipnotize olmuş gibi, siz sigarayı içinize çektikçe kadın da size yaklaşır. Siz dumanı savurdukça biraz açılır. Yaklaşır açılır, açılır yaklaşır. Artık sallana sallana gider gelir, bırakın gidip gelsin.
Ondan sonra efendim, kadın kıvamı buldu mu, kayık tabağında pelte gibi tir tir titrer, artık olmuştur, afiyetle ye.
İşte klark çekmek diye buna derler.
Aziz Nesin – Tatlı Betüş