Kamu görüşü yalnız fikirlerin olmadığı yerde var olur.
Oscar Wilde (16 Ekim, 1854–30 Kasım 1900) 20.yy’nin ilk pop ikonu olmakla kalmayıp aynı zamanda kanıtlanabilir bir şekilde en trajik olanıydı. Edebi şöhretinin zirvesinde, sanat hakkındaki kesif düşünceleri ve çarpıcı aşk mektuplaşmalarının arkasında toplumsal olarak kabul edilmeyen romansı nedeniyle düzenli olarak dava edildi. Bu davalardan sonuncusu, “iftira” ve “mide bulandırıcı ahlaksızlık” suçlamalarıyla onun iki yıl kadar ağır hapis cezasına çarptırılmasına neden oldu.
Duruşmalar esnasında, savunma avukatı Edward Carson, 41 yaşındaki Wilde’ı en tartışmalı iki metni hakkında çapraz sorgulamaya tabii tuttu. Bu metinler, “Aydınların Eğitimi Hakkında Birkaç Özdeyiş” adıyla özdeyişlerin ve atasözlerinin ufak bir koleksiyonuydu. Eser imzasız bir şekilde ilk olarak 17 Kasım 1894’te yayınlandı.
Metinlerdeki – açık bir şekilde nükteli – özdeyişler yalnızca satirik bir ihtişamın cilalayıcı olmayıp aynı zamanda “kamu görüşünün tiranlığı”, “Arkadaşlığın romantizmi gölgeleme nedenleri”, “Faydasız Bilginin Kullanımı”, “Kusurun Mükemmelliği” gibi, hakkında sabit ve değişmez fikirlerin olduğu konulara ışık tutmaktadır.
Aydınların Eğitimi Hakkında Birkaç Özdeyiş
Eğitim hayranlık duyulası bir şeydir. Ama zaman zaman şunu hatırlamak gerekir ki öğrenmeye değer hiçbir şey öğretilmez.
Kamu görüşü yalnız fikirlerin olmadığı yerde var olur.
İngilizler daima doğruları olgulara indirgemektedir. Bir doğru, olguya dönüştürülünce bütün entelektüel değerini yitirir.
Bugünlerde çok az gereksiz bilginin olması gerçekten üzücü bir durum.
İngiltere’de bize bırakılmış edebiyat ve tiyatronun arasındaki tek bağlantı artık oyunun ücretidir.
Eski zamanlarda kitaplar harf adamları tarafından yazılır ve kamuoyu tarafından okunurdu. Şimdiyse kitaplar kamuoyu tarafından yazılıyor ve kimse tarafından okunmuyor.
Arkadaşlık aşktan çok daha fazla trajiktir. Çünkü daha uzun sürer.
Hayatın içinde olağandışı kabul edilen şey sanatta olağan olandır. Hayat ve sanat arasındaki tek ortak nokta bu şekilde var olur.
Güzellikle kaplı bir nesne sanatçıya fikir vermez, en büyük eksiği kusursuz oluşudur.
Sanatçının göremediği tek şey bariz olandır. Kamuoyunun görebildiği tek şey ise bariz olandır. Sonuç gazetecinin eleştirisidir.
Sanat dünyadaki en ciddi şeydir. Sanatçı ise ciddi olmayan tek insandır.
Bir kimse ortaçağ insanı olmak istiyorsa, bir vücuda sahip olmamalıdır. Modern insan olmak istiyorsa ruhsuz; yunan insanı olmak istiyorsa çıplak olmalıdır.
Züppelik güzelliğin mutlak çağdaşlığının iddiasıdır.
Fakirliğin tesellisi savurganlıktır; zenginliğin tesellisi ise ekonomidir.
Bir kimse asla dinlememelidir. Dinlemek, kişinin dinleyicilerine olan fütursuzluğunun bir işaretidir.
Talebeler bile yeri geldiğinde işe yarar. Tahtın hemen arkasında durur ve zafer anında, kulağınıza eğilip sizin ölümsüz olduğunuzu söyler.
Suçlular takımı bize o kadar yakındır ki bunu polisler bile görebilir ve bizden o kadar uzaktırlar ki ancak şairler onları anlayabilir.
Tanrının sevdikleri gençleşir.
Maria Popova
Çev: Hande Karataş