tabutmag

  • Forum
  • Edebiyat
  • Görsel Sanatlar
  • Sinema
  • Müzik
  • Tiyatro
  • Diğer Şeyler
  • Arka Oda
    • Siparişler
    • İndirmeler
    • Adres
    • Hesap Detayları
  • No products in cart.

Özdemir Asaf’ın kızının anlattığı ilkokul hikayesi

02 Ocak 2017, Pazartesi / Published in Blog, Diğer şeyler

Özdemir Asaf’ın kızının anlattığı ilkokul hikayesi

“Bir ilkokul, okulun ilk günü. Birinci sınıf, öğretmenleriyle ilk kez karşılaşan çocukların kulaklarında; “şiir bilenler parmak kaldırsın” sözü çınlar. Parmak kaldıran öğrencilerin sayısı, iki elin parmaklarını geçmez. Öğretmenleri sırayla hepsini çağırır. Tahtaya kalkan çocuk, başı ile sınıfı selamladıktan sonra şiirini okur, hazır ol vaziyetinde.

Öğrencilerden biri Atatürk ile ilgili şiir okur, biri 23 Nisan, öteki 19 Mayıs, bir diğeri 29 Ekim, kimileri de annem, okulum, öğretmenim. Her şiir okuyan büyük alkış alır. Sıra kendisine gelen Seda da tahtaya koşar, büyük bir sevinçle. Beyaz kurdeleler ile örülmüş saçları dalgalanır bu sırada. Rugan ayakkabılarını bitiştirdiğinde çıkan sesle içi gıcırdar, ama heyecanı daha ağır basmaktadır.

Bir şair olan babasının arkadaşlarının evlerini ziyaretleri sırasında, babasının çok sık okuduğu bir şiiri ezberlemiştir Seda. Babasından büyük ve önemli şair yoktur elbetteki Seda için. Rugan ayakkabıların iç gıcıklayan sesi sınıf içerisinde yankılanmasa da okulda yankılanır.

“ölebilirim genç yaşımda,
en güzel şiirlerimi söylemeden götürebilirim.
şimdi kavak yelleri esiyorken başımda,
sevgilim,
seni bir akşamüstü düşündürebilirim.”

Sınıftaki sessizlik artarken, Seda’nın heyecanı da artar. “Hani nerede alkışlar, hani nerede tebrikler?” soruları kafasının içinde yankılanır, birkaç saniye önce arkadaşlarının kulaklarında yankılanan mesaj şiiri gibi. Şiirin bitmesiyle başlayan sessizlik, Seda’nın kafasının içinde artan bir çığlığa dönüşür. “Neden?” sessizliği ilk bozan kişi öğretmenidir.

“Sen bu şiiri nereden biliyorsun?
Kim ezberletti bu şiiri?
Kimin şiiri bu?”

Sessizlik artmaya devam etseydi diye düşünmekten kendini alamaz Seda, ama yanıtlamaktan da geri kalmaz.

“Babamın.”
“Baban ne iş yapıyor?”
“Matbaacı.”
“Babana söyle, yarın okula gelsin.”

Akşam eve gider gitmez olanları anlatır babasına Seda ve beklediği gibi bir yanıt alır. Evet, sessizce dinleyen baba güler, yalnızca güler.

Bu olayı anlatan Seda Arun, şu cümleler ile devam eder: “Uzun saçları, gür bıyıkları, siyah beresi, bakışlarındaki ışıltısı, r’leri söyleyemeyişi, onu arkadaşlarımın babalarından ayırıyordu. Babamın Özdemir Asaf olduğunu öğrenmem için ilk kitabının basılmasını beklemem gerektiğini o günlerde bilmiyordum.”

Nicelik: Özdemir Asaf

Okumaya devam et...

Benim Gözümle Tezer Özlü (1942-1986)
Boris Vian – Kızıl Ot
Saç telinin üçte biri kadar; mikro-Lisa
Abone Olun
Giriş
Bildir
guest
guest
0 Yorum
Satır içi geri bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
  • Bir yazar ve bir okurun aşkı: Jack Kerouac ve Lois Sorrells Beckwith28 Kasım 2023
  • Ressamların Sanat Eleştirmenlerine Söylediği 12 Tuhaf Şey28 Kasım 2023
  • Londra Metrosundan 40 yılı kapsayan portreler28 Kasım 2023
  • Olivier Valsecchi’den çıplak optik yanılsamalar28 Kasım 2023
  • Paul Kirchner’dan çizgi roman: Otobüs28 Kasım 2023

Kurumsal

Hakkımızda

Künye

Ekibimiz

Yardım

Havale - EFT Bildirimi

Reklam / İş birliği

İletişim

Kategoriler

Edebiyat

Görsel Sanatlar

Sinema

Müzik

Tiyatro

Diğer Şeyler

Yayınlar

Video —yakında!

Ses —yakında!

Podcast —yakında!

Dükkan

Dergi —Gazete

İmzalı Kitaplar

Posterler

Diğer Ürünler

Metin ve görsellerin tamamı, (illustrasyon ve tasarımlar) kaynak gösterilse dahi başka alanlarda kullanılamaz, kopyalanamaz. Yalnızca söz konusu çevirinin ya da taramaların bir kısmını kopyalayabilir ve çevirinin ya da taramanın olduğu sayfaya geri bildirimde bulunabilirsiniz. Tüm soru ve düşünceleriniz için iletişim sayfalarımızdan bizlere ulaşabilirsiniz.

Made with ♥ by TBTCREATIVE © 2024 tabutmag.com

ÜST wpDiscuz