ABD’nin en ünlü TV komedyenlerinden Stephen Colbert, geçtiğimiz kasım ayında Tinariwen adlı bir grubu programında konuk etti. Colbert, konuklarına, Mali’nin çölünde zengin bir müzik ortamı olup olmadığını sorduğunda, stüdyodaki izleyiciler kahkahalarına engel olamadılar. Anlaşılan çölde müzik icra edilmesi fikri onlara komik gelmişti. Grubun sözcüsü ve lideri Colbert’ın sorusuna “var” şeklinde, tek kelimeyle cevap verdi. Bunun üzerine Colbert, bir başka kahkaha tufanına yol açacak yeni bir soru sordu. TV on the Radio adlı Amerikalı grup, sık sık Tinariwen’le beraber çalıyordu. Colbert, onlara TV on the Radio adlı grubu, Amerika’ya gelmeden önce duyup duymadıklarını sordu. Cevap, gülüşmeler arasında “evet”ti. TV on the Radio üyesi Kyp Malone da konuklar arasındaydı ve batı kültürünün menzilinin ne kadar büyük olduğundan bahsetti. Colbert hemen araya girip, “Evet, o batı kültürünün menzilini çok iyi bilirim, ben bizzat batı kültürüyüm,” diye ekledi.
Kelime anlamı “çöller” olan Tinariwen, şu anda yeni bir ABD’den sonra geçtikleri Avrupa’da turnedeler. Müziklerine, rock, reggae ve blues karışımı sağlam bir groove denebilir. Biraz zorlarsanız, bir tür rock müziği olarak görmek de mümkün. Bu haliyle, özellikle Avrupa dinleyicisinin egzotik örneklere olan ilgisini toplayabiliyor.
Grup, bu başarılı sese, 80′li yılların başında Libya ordusunun eğitim kamplarında ulaşmış. O yılların Mali yönetimine karşı Libya ordusunun, yani Kaddafi’nin desteğini almaktalarmış. Sürekli bir özgürlük mücadelesi ve savaş içinde yaşayan Tuareg’lerin bazen zafer, bezen de mağlubiyetler içeren yaşantısı, Tinariwens’in müziğine de yansımış.
Son albümleri Tassili yukarıdaki programdan kısa süre sonra Dünya Müziği dalında Grammy kazandı. Oysa vatanları Mali’de bir içsavaş yaşanıyor ve üç yüz bin kişi evlerini kaybetmiş durumda. Grubun lideri Ibrahim Ag Alhabib, bu sebeple grupla turnede olmak yerine ailesiyle kalmayı tercih etmişti. Zaten ne ukala talk şovculara ne de tanıtım toplantılarına sabrı vardı. Ancak yaklaşık iki aydır Alhabib’le bağlantı sağlanamıyor. Hayatta olup olmadığı bilinmediği gibi, isyancılara katılmış olabileceği söylentiler arasında.
Tuareg’ler, 50′li yıllardan beri bağımsız bir devlet olmak için mücadele ediyorlar. Pek çok isyanları bastırılmış olsa da, 2012 Ocak’ında yeniden ayaklandılar. Azawad (Tuareg’ler vatanlarına bu adı veriyor) Ulusal Özgürlük Hareketi, Fransa büyüklüğünde bir bölgeyi kontrolleri altına almayı başarmış durumdalar.
Ancak zafere ulaşmalarının ardında yatan bir gerçek var, o da radikal İslamcı güçlerle işbirliği yapmış olmaları. Tuareg’lerin anaerkil bir toplum olması ve kadınların peçe takmak gibi aşırı İslamcı kuralları benimsememesi, radikal İslamcı militanların Tuareg kültürüne saygı duymaması gibi sebepler, tarafların eninde sonunda karşı karşıya geleceğine işaret ediyor.
Optimusminimus, kendini gezdirmekten yorulup ruhunu gezdirmeyi tercih eden, asgari müşterekler arayışında, tembel bir hoş seda düşkünüdür.
Makaleniz açıklayıcı yararlı anlaşılır olmuş ellerinize sağlık