“Yazmak, güzel bir kadınla yatağa girildikten sonraki gün kadının uyanıp cüzdanından bana bir avuç dolusu para vermesi gibi”
Yazın üzerine Meşhur Öğütler derlemesine katkıda bulunan, elbette; hayatın anlamına dair cesaretlendirici bakış açılarıyla gururlu sinizmin ve güçlü pesimizmin meraklı varlığı Charles Bukowski’den başkası değil.
“İşte Günışığında Böyleyim – Röportajlar ve Karşılaşmalar 1963-1993”de Buk yazmanın getirilerini yüceltiyor; bu anlamda “Bir sürü delikanlıya öğütler” şiirindeki gibi şairin aklına giden kaçınılmaz yolu ve hikayenin arka planını öğrenmiş bulunuyoruz. Meşhu “Demek bir yazar olmak istiyorsun” şiirindeki konuyu açımlamadan yıllar önce, Borges’un “yazmak keyifli bir tembelliktir” düşüncesi ile Bradburry’nin “Ya keyifle yazacaksınız ya da hiç yazmayacaksınız” ısrarını dile getirmiştir. Bu mesaj, elbette, Buk’ın kaba ve samimi imzasıyla ulaştırılmıştır:
Yazmak hiç de iş yapmaya benzemez. İnsanlar bana yazma sorunu çektiğini söylediklerinde, doğrusu buna şaşırıyorum çünkü bana göre yazmak, bilindik bir dağdan aşağı doğru yuvarlanmak gibidir. Özgürleşmektir. Tadı çıkarılasıdır. Bu bir ödüldür ve yapmayı sevdiğiniz şey için size ödeme yapılır.
Yazıyorum çünkü içimden geliyor – ve bunun için bana ödeme yapılıyor. Bir keresinde birine şunu demiştim; Yazmak, güzel bir kadınla yatağa girildikten sonraki gün kadının uyanıp cüzdanından bana bir avuç dolusu para vermesi gibi. Kesinlikle bu parayı kabul edeceğim.
Konu, Buk’ın günlük rutininden açıldığında gülüyor ve söyledikleriyle olağandışı yazarların günlük rutinleri listesine kendi adını ekletiyor:
Asla sabahları yazmam. Sabahları uyanmam bile. Geceleri içerim. Saat 12ye kadar yatakta durmaya çalışırım – bu da öğlene tekabül ediyor. Genelde eğer daha evvel kalkmam gerekiyorsa, gün boyunca kendimi kötü hissederim. Saate bakarım, eğer 12yse kalkarım ve güne başlarım. Bir şeyler yerim, uyandıktan sonra genellikle yarış pistine giderim. At yarışı oynarım ve eve geri dönerim. Linda bir şeyler pişirmiş olur, biraz sohbet eder, yemek yer ve içeriz birlikte. Daha sonra yukarı çıkarım elimde birkaç şişeyle ve saat dokuz buçuk civarlarında yazmaya başlarım. Bu kadar.
Çev: Hande Karataş
Maria Popova