SUR TON DOS (5’07») – FR – Dance On Screen Awards ‹Best Film 2017› Justine Berthillot & Frédéri Vernier Director: Justine Berthillot & Frédéri Vernier Choreographers and dancers: Justine Berthillot & Frédéri Vernier Camera: Justine Berthillot & Frédéri Vernier Music: Arvo PärtEditing: Raoul BenderProduction: Justine Berthillot & Frédéri Vernier, 2014
Ümid Gurbanov üzerinden, “Karanlığın Sol Eli”, “Yer Deniz Üçlemesi”, “Mülksüzler” ve birçok kült romanın yazarı olan Ursula K. Le Guin’in, 2014 yılında Portland Community College adlı üniversitede yaptığı söyleşiden “Mülksüzler” romanını yazma sürecini anlatışına dair bir çeviri.

Samuel Beckett: Quad I+II (play for TV)

Orada büzüşmüş kalmışken,küçük tapınma yerimde, karanlıkta,kimsenin beni göremediği o yerde,yalvarmaya başladım,ona, görünmesi için,bana görünmesi için. Ne zamandır âdetim, alışkanlığım olmuştu bu benim.Ses çıkarmadan,zihinsel bir yakarış,ona, görünmesi için,bana görünmesi için. Gecenin köründe,yorgunluktan bitip tükeninceye kadar. Ya da,tabii,taa ki – “Bir karenin dört köşesi, dört eşit kenarı, iki eşit köşegeni ve bir merkezi olduğu akla yatkındır. Ama
1976 tarihli Rusça ismi Зеркало времени (Zerkalo Vremeni) olan bu yapım, ışık vasıtasıyla taşınan görüntülerden yola çıkarak bir anlamda zamanda yolculuk yapmanın olanaklılığına değiniyor. IMDB linki: https://www.imdb.com/title/tt6991918/Çeviri: Ümid Gurbanov
Amerika’dan sürgün edildikten 15 yıl sonra, 1933’te, mevcut politik gündeme değinmeyip sadece kendi hayatı üzerine konuşmalar yapması şartıyla 90 günlük vizeyle ülkeye geri dönmesine izin verilen Emma Goldman, artık Amerika’da ünlü biridir ve herkes onun etrafına toplanmakta, gazeteciler onunla röportaj yapmaktadır. İşte bu röportaj da bu geri dönüş sırasında kayda alınmıştır. Arşiv görüntüsü olarak muhtemelen
içimde hangi atam konuşuyor?hem bedenimde hem de aklımda aynı anda yaşayamam.bu yüzden tek kişi olamıyorum.kendimi eşzamanlı olarak tamamlanmamış bir sürü şeyden menkul hissedebiliyorum.çağımızın gerçek hastalığı, artık büyükustaların olmayışıdır.kalplerimize giden yollar gölgelerle kaplanmış;yararsız görünen seslere kulak vermeliyiz;meşgul kafalardan, uzun kanalizasyon borularından, okul duvarlarından içeriböceklerin vızıltıları girmesine ihtiyaç var.her birimizin gözlerini ve kulaklarını büyük bir rüyanın başlangıcı
Sylvia Plath, intiharından 6 ay önce, 30 Ekim 1962’de kendi şiirlerini okuyarak deyim yerindeyse kendi şiirlerini kendi sesiyle ölümsüz kıldı. Sylvia Plath’in daha önce çevirdiğim şiirlerine oluşturduğum şu oynatma listesinden ulaşabilirsiniz. Burada bahsi geçen “Babacığım” şiirinin ise Plath’in en çok bilinen şiiri olduğunu söylemem gerekiyor. Plath babasını, onun kendisini nasıl bir dünyaya hapsettiğini, onu neye
“Maddesel dünya yalnızca teknolojimizin ve kültürümüzün sergisi değildir, o bizim bir parçamızdır. Onu biz icat ettik, onu biz yaptık ve karşılığında da o bizi biz yapan şeye dönüştü.” 1950 yılına kadar Picasso hâlihazırda yaratıcı ürünleriyle – resimleri, heykelleri, bronz dökümleriyle – dünyaca meşhur bir sanatçıydı; fakat yalnızca kendi çevresindeki insanlar onun üretim sürecindeki sihri gerçekten
https://www.youtube.com/watch?v=NSnm7dSKOLA
Keyfim Şöyle Böyle, Dünya Sineması’na benzersiz eserler bırakan yönetmen Krzystof Kieslowski hakkında bir belgesel. Bu ilgi çekici filmde hem yönetmenin kendisi hem de yakın çalışma arkadaşlarının izlenimlerine ve anılarına yer veriliyor. Sonuçta ortaya Kieslowski’nin etkileyici bir portresi çıkıyor. https://www.youtube.com/watch?v=NSnm7dSKOLA Kieslowski’yi anlatan bir belgesel var: Krzysztof Kieslowski: I’m So-So… Kırmızı’yı çekip sakin bir hayat sürmek için

Jiddu Krishnamurti —Anlamak Değişimdir

Dünyanın bugünkü haline bakınca, bunca sefalet, çatışma, yıkıcı zulüm, saldırganlık vb… İnsanoğlu hâlâ eskiden beri bildiğimiz gibi, hâlâ barbar, hâlâ şiddet tutkunu, saldırgan, açgözlü, rekabetçi… ve inşa ettiği toplum da bu değerler üzerine kurulu. Bu denli hastalıklı bir topluma iyi entegre olmak, sağlıklı olmanın bir ölçüsü olamaz.