“Matematik bilimi” der Ada Lovelace hayal gücünün doğasını tartışırken, “varlıklar arasındaki görülemeyen ilişkilerin dilidir.” Çok az insan bu dilde, 1960ların hücresel otomatı, Hayat Oyunu’nun icadıyla ünlenen, çığır açan İngiliz matematikçi John Horton Conway kadar ustalaşmış ve Lovelace’in “şiirsel bilimine” dönüştürebilmiştir. Yılın en iyi bilim kitaplarına hoş bir ilave olan Siobhan Roberts‘ın Oyundaki Deha: John Horton
Sebebi yok. Buradayız. Hayat, mantığın ötesindedir. Sinirli bir genç kadın dünyanın en zeki adamına neden hayatta olduğumuzu sorduğunda, Einstein bu soruya beş satırlık keskin bir cevap ile karşılık vermişti. İçerisinde hayatın anlamına dair bir merak bulunduran bu soru, yıllar boyunca diğer büyük zekâlar tarafından da cevaplanmıştır: David Foster Wallace‘a göre bu tamamen bilinçli bir şekilde
Sebebi yok. Buradayız. Hayat, mantığın ötesindedir. Sinirli bir genç kadın dünyanın en zeki adamına neden hayatta olduğumuzu sorduğunda, Einstein bu soruya beş satırlık keskin bir cevap ile karşılık vermişti. İçerisinde hayatın anlamına dair bir merak bulunduran bu soru, yıllar boyunca diğer büyük zekâlar tarafından da cevaplanmıştır: David Foster Wallace‘a göre bu tamamen bilinçli bir şekilde
Shakespeare‘in her şeyi değiştirdiği ileri sürülür. Bu doğru olsa bile, Shakespeare’in mirası olarak adlandırdığımız edebiyat Shakespeare’e ait olmayabilir. İşte bu yüzden, hala, o efsanevi sonelerin ve oyunların yazarının tek bir adam -yani Shakespeare- olup olmadığına dair o eski soruyu sormaya devam ediyoruz. Şu anda yazarlık tahtına oynayan üç isim vardır: “Startford” (Stratford-upon-Avon Kasabasındaki adam ya