“Sanat herhangi bir şey değildir – bir vasıtadır.” Günümüzün meşhur filozofları tarafından yapılan felsefe tanımları ve tarihin en büyük zihinleri tarafından yapılan bilim tanımlarından sonra; insanlığın daha belli belirsiz bir alanına dönebiliriz. Size antik çağlardan günümüze meşhur sanat tanımlarından birkaçını sunuyoruz. Henry James; The Middle Years adlı kısa hikâyesinden: Karanlıkta çalışıyoruz – yapabildiğimiz şeyleri yapıyoruz
Twain, Sontag, Bradbury, Hitchens, Didion ve daha fazlası. Harvard’ın üç ayda bir yayınladığı Nieman Reports dergisi bir sayısında, eleştiri konusu üzerine bazı yazarlar tarafından yazılmış notlar bulunduruyordu. Size bunlardan birkaç gözde örnek sunuyoruz. Susan Sontag, As Consciousness Is Harnessed to Flesh: Journals and Notebooks, 1964-1980 (Bilinç Tene Kuşanınca: Günlükler, 1964-1980) eserinden: Eleştiri okumak bir insanın
Kamu görüşü yalnız fikirlerin olmadığı yerde var olur. Oscar Wilde (16 Ekim, 1854–30 Kasım 1900) 20.yy’nin ilk pop ikonu olmakla kalmayıp aynı zamanda kanıtlanabilir bir şekilde en trajik olanıydı. Edebi şöhretinin zirvesinde, sanat hakkındaki kesif düşünceleri ve çarpıcı aşk mektuplaşmalarının arkasında toplumsal olarak kabul edilmeyen romansı nedeniyle düzenli olarak dava edildi. Bu davalardan sonuncusu,  “iftira”
“Yazmak istiyorsanız, sizden başka kimse tarafından okunmayacak ve yayınlanmayacak dürüst bir günce tutmalısınız.” diye nasihatte bulunuyordu Madeleine L’Engle Yazar Adaylarına Tavsiyeler’de. W.H. Auden ise güncesini “tembelliği ve gözlem yeteneği yoksunluğunu disipline etme aracı” olarak tanımlamıştı. İnanıyorum ki, günce tutmak bize kendimizle bir arada olmayı, kendi deneyimlerimize şahit olmayı ve içsel dünyamızı tam anlamıyla kucaklayabilmeyi öğretir.