Bilgiye “hiyerarşide yükselmemizi sağlayan bir süs” gibi davranan bir kültürde nasıl “bilim karşıtı” olunur? Lincoln Steffens 1925 yılında yazdığı bir denemesinde şöyle yazmıştı; “dünyanın dönmesini sağlayan ve bizleri görmekten, öğrenmekten alıkoyan şey bilgimizdir – yani, emin olduğumuz şeylerdir”. Bu çok doğru olabilir ve ayrıca, en azından Platon’un Mağara Alegorisi eserinden beri de bildiğimiz üzere, “çoğu